Hikmet İlim ve Sanat Derneği’nin bu haftaki Pazartesi Sohbetleri’nde, “Kur’an-ı Kerim Tilaveti ve Tefsiri” yapıldı.

Yüce Kitabımız Kur’an’dan ilahiyat fakültesi talebesi hafız Enes Tanrıverdi’nin Lokman Sûresinden tek kişilik ayeti okuduktan sonra söz alan Konya Müftü Yardımcısı Aslan Çıtır, Cuma hutbelerinde okunan “Şüphe yok ki Allah katında (hak) din İslâm’dır.” (Âl-i İmrân/19) mealindeki âyeti yorumladı. “Bu âyeti kerime bize şunu ifade ediyor. Dinler tarihi diye bir şey yok, dinin tarihi var. Yâni Hz. Âdem’den efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v)’e kadar gelen din İslâm dinidir” diyen Müftü Yardımcısı Aslan Çıtır, bununla alakalı olarak Kur’an-ı Kerim’de doğrudan ve dolaylı olarak 2336 civarında ayeti kerimenin buna işaret ettiğini söyledi.

DİNLER TARİHİ DEĞİL, İSLAM TARİHİ

Kur’an-ı Kerim’de geçen “millet” kelimelerinin tamamının “din” anlamında kullanıldığını ifade eden Çıtır, ümmet, islâm ve şeriat kelimelerinin de din kelimesinin muadilleri olduğuna işaret ederek “Din kelimesi Kur’an-ı Kerim’de İslâm’la beraber kullanılıyor. Dolayısıyla Dinler Tarihi diye bir kavramın olmadığı, dinin tarihi, o da İslâm Tarihi olarak ifade edebiliriz” dedi.

Kur’an-ı Kerim’e göre Hz. Musa ve Hz. İsa’ya, Allah’ın vahyetmiş olduğu orijinal nüshalarda her iki peygamberinde kendilerini “Müslüman” olarak tanımlandığına dikkati çeken Çıtır, tahrifata uğradıkları için günümüz Tevrat ve İncil’lerde bu ayetlerin bulunmadığını, tahrifatın da Kur’an’a göre üç şekilde olduğunu söyledi. Çıtır, Kur’an’daki ayetler ışığı altında “Allah’ın Hz. Musa’ya ve Hz. İsa’ya göndermiş olduğu ilahî vahiyde Hazret-i Musa ile Hazret-i İsa kendilerini Müslüman olarak ifade ediyorlar. Öncelikle peygamberler kendilerini tanımlarken Müslüman olarak tanımlıyorlar. ” diye konuştu.

TAHRİFATA UĞRAMAYAN TEK KİTAP: KUR’AN-I KERİM

Kur’an-ı Kerim’in kendisini ‘Müheymin’ olarak tanıttığını ve bunun da “muhafaza eden, şahit olan” anlamına geldiğini belirterek Maide Suresi 48’inci ayeti okuyan Çıtır, Kur’an’ın iki özelliğini dile getirdi. Bunların da, diğer peygamberlere inen orijinal vahiyleri “öncekileri tasdik edici, koruyucu” olduğunu söyledi. Yeryüzünde tahrife uğramadan günümüze kadar gelen ve kıyamete kadar Allah’ın koruması altında devam edecek tek kitabın Kur’an-ı Kerim olduğunu söyleyen Çıtır, Tevrat ve İncil’i bir kefeye, Kur’an-ı Kerim’in diğer kefeye asla konulamayacağını dile getirdi.

Hz. Âdem’den Peygamber Efendimize kadar bütün peygamberlere namaz ibadeti, zekât ibadeti, oruç ibadeti, kurban ibadetinin bütün ümmetlere farz kılındığını, Kur’an’dan ayetleri okuyarak tasdik eden Çıtır, her ümmete ayrı ayrı şeriat inmesine rağmen inanç esaslarında, ibadette ve ahlâkta birlik olduğuna işaret etti. Burada Kısas ayetini ele alan Çıtır, Hz. Musa’nın şeriatında haksız yere bir kişinin öldürmesi durumunda kısas olduğunu, Hz. İsa’nın şeriatında ise affetme bulunduğunu belirterek şunları dile getirdi: “Hz. Muhammed’in şeriatına geldiğimiz zaman kısas var. Kısasın haricinde ise diyet var. Birde affetme var.”

İNCİL’DE HZ. MUHAMMED “AHMED” OLARAK MÜJDELENİYOR

Âl-i İmrân sûresi 81.ayetin mealini okuyarak Allahû Teâlâ’nın, peygamberlerden birbirlerini destekleyeceklerine dair ahit aldığını ifade eden Çıtır, bunun “önden gelen peygamberin bir öncekini tasdik edeceği, bir öncekinin de kendinden sonraki geleni müjdeleyeceği”ne dair bir ahit olduğunu belirterek “İnsanlığın ilk atası Hz. Âdem. Ondan sonra ikinci ata olarak Hz. Nuh ve üçüncü ata olarak da Hz. İbrahim geliyor. Ayetlerde Hz. İbrahim, Hz. Nuh’a tabi olduğunu ifade ediyor. Efendimiz (s.a.v) de Hz. İbrahim’e tabi olduğunu ifade ediyor. Müjde anlamına gelen İncil’de Hz. İsa, Hâtemü’l-enbiya Peygamber Efendimiz’in ismini “Ahmed” olarak müjdeliyor” dedi.

Meram Uluslararası Gençlik Merkezi’nde gerçekleştirilen sohbet, teşekkür plaketleri ve ilahiyat fakültesi öğrencisi hafız Fatih Cankıymaz’ın Kur’an tilâveti ile son buldu.

HABER MERKEZİ

Editör: TE Bilişim