Yrd. Doç. Dr. Mehmet Tekocak, başkanlığında yürütülen kazı çalışmalarında neolitik döneme ait izler bulundu

SÜ Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Tekocak, “Kazılarda ortaya çıkan seramiklerin daha çok Demir Çağı, Hellenistik ve Roma Dönemi uygarlıklarına ait olduğunu tespit ettik. Dolayısıyla da höyükte çok uzun bir süreçte yerleşimin devam etmiş olabileceği görülüyor. Ele geçen az sayıdaki seramik örneklerden bu höyükteki yaşamın MÖ 8000-5500 yıllarına yani Neolotik Çağ’a (Cilalı Taş Devri) kadar gidebileceğini düşünüyoruz” dedi.  Temmuz ayından bu yana 8 arkeolog ve 10 işçiyle 4x4 m ölçülerinde 19 adet sondaj çukurunun açıldığını ve bu sondajlardan önemli bulgulara ulaşıldığını söyleyen Yrd. Doç. Dr. Tekocak, “Kazılarda mimari kalıntıların yanı sıra, mezarların ve çok sayıda pişmiş topraktan yapılmış kap-kacak, cam ve metal obje gün ışığına çıktı. Ortaya çıkan yapı kalıntılarının yoğun şekilde tahribata maruz kalmış olması nedeniyle işlevlerini ve plan tiplerini kesin olarak tespit edebilmek şu an için çok güç görünmekle birlikte burada muhtemelen depolama ve yaşam alanı olarak kullanılmış mekanların olduğu söylenebilir” dedi.
Kazılarda Neolitik Çağ’a kadar uzanabilecek önemli bulgulara ulaştıklarını söyleyen Yrd. Doç. Dr. Tekocak, “Çalışmalarımız arasında en önemli kalıntılar, muhtemelen bir kiliseye ait olduğunu düşündüğümüz uzun ve geniş bir duvar ile apsise ait çeyrek daire şeklindeki duvarlardır. Tüm bunlara ilaveten buradaki mimari unsurların farklı dönemlerde tamirat, değişiklik ve eklemeler yapmak suretiyle tekrar kullanılmaya devam ettiğini görüyoruz. Öyle ki bazen bir duvarda taşların sökülmesiyle oluşturulmuş küçük bir alanın bazen de bir mekanın içerisinin veya mekanı oluşturan duvarın üzerine mezarlar yerleştirilmiş. Duvarların oldukça zayıf bir işçiliğe sahip olması hatta kimi zaman yıkılan bölümlerde kerpiç duvar kullanmaları nedeniyle burada yaşayanların çok zengin bir topluluk olmadığını düşünüyoruz. Çıkan pişmiş toprak, cam ve metal buluntuların kayıt altına alındığı laboratuar çalışmaları yapıldı. Ele geçen seramiklerin daha çok Demir Çağı, Hellenistik ve Roma Dönemi uygarlıklarına ait olduğunu, dolayısıyla da höyükte çok uzun bir süreçte yerleşimin devam etmiş olabileceğini, ele geçen az sayıdaki seramik örneklerden de bu höyüğün Neolitik Çağ’a (Cilalı Taş Devri) kadar da gidebileceğini düşünüyoruz diye konuştu.
HASAN AYHAN
 

Editör: TE Bilişim