Demirci: “Abbasîler zamanında ortaya çıkan Beytü’l Hikme İslâmiyet öncesi eserlerin tercüme yoluyla Arapçaya kazandırıldığı, felsefeden tıbba kadar çeşitli bilimsel çalışmaların yapıldığı, pozitif bilimlerin ortaya çıkmasını sağlayan  bir bilim merkezidir.” dedi. Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından TEYAD Yönetim Kurulu Üyesi  Basın ve Halkla İlişkiler sorumlusu  Ömer Lütfi Ersöz’ün  Cengiz Numanoğlu’ndan “Ya Kur’ân Ya Hüsran”  şiirini okumasından sonra Demirci ilk baskısı 1996 yılında yapılan “Beytü’l Hikme” kitabının 3.baskısının yakın zamanda yapılacağını, Berlin’de Beytü’l Hikme adında bir dernek bulunduğunu ve İstanbul’da kulüp kurulduğunu belirtti. Medeniyet tarihimiz açısından büyük önem taşıyan müesseselerin kendini gayri müşahhas yapılar üzerinden ifade ettiğini  belirten Demirci;  “Batı’da onda birimiz etmeyen yapılar allanıp pullanıyor. Biz kendimizi yeterince anlatamıyoruz. Abbasîler zamanında Beytü’l Hikme’yi oluşturmasıyla pozitif bilimler ortaya çıkmıştır. Peygamberimizden  Pers ve Bizans imparatorluklarının bin yıllık hakimiyetleri 30 yıl içerisinde sona erdi. Fiilî fetih hareketi  Emevîlerle devam ederek Atlas Okyanusu’ndan Çin Seddine kadarki geniş bir coğrafya ele geçirildi.” dedi.

İKİ YILDA OLUŞAN BÜYÜK DEVRİM

Demirci, Bernard Lewis’in Fransız Devrimi’nden bile önemli gördüğü Abbasî Devrimi, 750 yılında imamlarının mücadelesi sonucu gerçekleşti. Genişbir coğrafyaya yayılan devlet, fetih hareketlerine son vererek “içten fetih” sürecine girdi. Yeni şehirler  kurarak kitleleri Müslümanlaştırma yoluna gitti. Bu coğrafyada tarihte büyük medeniyetler kurulmuştu. Tüm felsefi düşünceler ortaya çıkarıldı.

Mekke’de doğan İslâm,  Medine’de siyasi ve toplumsal bir hüviyet kazanarak Atlas Okyanusu ile Amu Derya arasındaki ekümenik bölgeyi fethi  üzerinde duran Demirci;  “İslâmî bir şehir kültürü Bağdat’ın kuruluşu ile başlamıştır. Bir medeniyet; dil, bilgi birikimin ulaşılabilecek arkeolojik ve etnografik zenginliklerle oluşturulur.”

BÜTÜN YOLLAR BAĞDAT’A ÇIKAR

Bağdat’ın kuruluş serüveni  hakkında bilgi veren Demirci;  “Abbasîler tarafından Bağdat’ın kurulması, İslâm medeniyeti tarihi bakımından bir dönüm noktası olmuştur. Abbasî Halifesi  Me’mûn bu şehri kurmaya karar verdiği zaman önce ulaşımın kolaylığı, güvenlik, hava, su bakımından en uygun yeri tespit etmeye çalışır. Bağdat’ın Dicle Nehri’nin kıyısında ve kuzey-güney, doğu-batı kara ve su yollarının rahat ulaşabileceği bir konumda olması sebebiyle şehir kurmaya elverişli bulunur. İmam-ı Âzam Ebu Hanife’nin yaptığı dua ile şehrin temelini atar. Mansur, Abbasîlerin hakimiyetinde bulunan bütün şehirlerdeki zanaat erbabı, usta, mühendis, zanaatkâr kimselerin tespit edilerek Bağdat’a gönderilir. Kaynaklar Bağdat’ı inşa etmek için bütün şehirlerden  100 bin  kişinin toplandığından söz eder. Bağdat’ın inşası sırasında Sümer tabletleri bulunmuş, Beytü’l Hikme’de tabletler korunmuştur.” Demirci konuşmasının sonunda Beytü’l Hikme’de çeşitli dinlere mensup bilim adamlarının bulunduğunu, problemlerin çözümünde aklı kullandıklarını, Abbasî sarayında kütüphane oluşturularak bilimsel çalışmaların desteklendiğini belirtti.  Program sonunda TEYAD Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Oğuz tarafından Prof. Dr. Mustafa Demirci’ye günün anısına dernek plaketi takdim edildi.

HABER MERKEZİ 

Editör: TE Bilişim