Balkan Harbi’nden aydın zümre olarak, ordu olarak ve siyaset olarakçıkarmamız gereken dersleri çıkarmadık” dedi
 

Konya Aydınlar Ocağı’nda  “100. Yılında Balkan Faciası”nı anlatanSelçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Caner Arabacı, 8Ekim 1912’de yaşanan ve tarih kitaplarında pek yer bulmayan önemli bir konuyumasaya yatırdı.
 

Sille Kültür Evi’nde, Balkan Faciası’nınbilinmeyen yönleri ile arka planını dinleyicilere aktaran Doç. Dr. CanerArabacı, Balkan Harbi’ni Kösedağ savaşına benzeterek “Balkan Harbi bir felaketgibi değerlendirilmeli. 100 yıllık (1912-2012) bir dilim çok da uzun bir süresayılmaz. Balkan Harbi’nden aydın zümre olarak, ordu olarak ve siyaset olarakçıkarmamız gereken dersleri çıkarmadık. Çıkarmadık ki günümüzde hâlâ darbelerikonuşuyoruz, ordunun siyasete karışmasını konuşuyoruz. Hatta ordu içindençeteler ayıklama gibi yada bunlarla bazı askerî şahsiyetleri suçlama gibi, ümitederiz bu suçların çoğu yoktur. Ama bunların hâla konuşuluyor olması bile ofelaketi bize hazırlayan zihniyetin devam ettiğini ortaya koyuyor” dedi.

Balkan Harbi’nde Osmanlı’nın Bulgaristan,Yunanistan, Sırbistan ve Karadağlılar ile savaştığını ve bu dört devletinyüzölçümleri itibariyle toplandığı zaman Osmanlı Devleti’nin otuzda biri birgüce tekabül ettiğini belirten Arabacı, şu çarpıcı açıklamaları yaptı. “Nüfusitibariyle kıyasladığınızda Osmanlı’nın yaklaşık beşte biri. Askeri yöndenkıyasladığınızda ise Bulgaristan’ın 250 bin, Sırbistan’ın 150 bin,Yunanistan’ın 100 bin  ve Karadağ’ınaskeri gücü 30 bin civarındadır. Topladığınızda savaştığınız düşman gücü toplamolarak 530 bin falan ediyor. Balkan Harbi başladığı zaman bu devletlerinbirbirleriyle anlaşması mümkün görülmeyen devletlerdir. Birbirinintopraklarında gözü olan devletlerdir. Aralarında ihtilaflar vardır. Bunlar hıristiyandırama kiliseler arasında uyuşmazlıklar vardır. Osmanlı’yla baş edecek durumda dadeğillerdir. Osmanlı’nın askerî gücü ise 1,5 milyona yakın olmasına rağmenOsmanlı Devleti, böyle bir felakete nasıl, neden ve niçin uğramıştır? Osmanlısiyaseti, yönetimi bu dört Balkan devletinin hazırlanması ve birleşmesinde hepuyumuştur. Dönemin Osmanlı Dışişleri Bakanı Asım Bey, Meclis-i Mebusan’da çıkanbir tartışmada “Balkanlar’dan namusum kadar eminim” diyor. Bazı kaynaklar“Dinim kadar eminim” dediğini anlatıyor. Yani öyle bir gaflet ve öyle birdelalet ki Balkanlar’daki fırtınadan adamın haberi yok. Bu sözler harbinbaşlamasından bir kaç gün öncesindedir. Bu dört devletin silahlanmasına bizimbüyük katkımız vardır. Sırbistan’ın silahlanmasına Avusturya izin vermemesinerağmen Osmanlı, Selanik üzerinden top götürülmesine izin vermiştir. Bu ne biçimbir aymazlık, nasıl bir devlet adamlığı, korkunç bir gaflet! Hatta Türkiye’ninuyanışı birinci toptadır. Bundan sonra Sırbistan’a topun gidişi engellenmiştir,ama 1000 adet top çoktan gitmiştir.

Bu devletlerin kiliseleri arasında biruyuşmazlık da söz konusudur. 2. Abdülhamid, bunu uyguladığı siyasetiyle gayetiyi kullanmasına rağmen İttihat Teraki yönetimi, “Kiliseler İttihadı Kanunu”çıkarmıştır. Yani Osmanlı, Balkan Harbi’ne hazırlıksız yakalanmıştır. BalkanHarbi körler ile amaların harbidir. Balkan Harbi ihanetlerle dolu birsavaştır.”

BALKANFELAKETİ NEDEN YAŞANDI?

Tarihçi Caner Arabacı, Balkan Harbiyenilgisinin sebeplerini sayarken “Orduya ırkçılık virüsünün bulaşmış olması vesiyasetin girmesidir. Balkan felaketinin tek sebebi bu olmakla birlikte orduyagiren politika hâlâ çıkmadı. Camiye ve okula girip bir türlü çıkmadığı gibi.Bundan dolayı Balkan Harbinden adam gibi ders almadık” dedi.

Balkan Harpleri’nin sivil halk üzerindekitahribatının daha feci olduğuna işaret eden Arabacı, 40 günde kaybedilentoprakların 100.000 metre kare olduğuna dikkati çekerek şunları kaydetti.“Yenilginin bir diğer önemli ana sebebi ise; İttihat Terakki üyesi küçükrütbeli ordu subaylarının, Jön Türklerin gizli üye oldukları Mason Localarımarifetiyle eğitilmiş ve depolitize edilmiş olmalarıdır. Erzurum’lu Şükrü Paşa,vatansever bir asker olarak Edirne’yi savunmasına rağmen İttihat Terakki üyesive 4 mason locasından icazetli Talat Paşa, subayları yanına toplayarak terspropoganda yaparak onları etkilemiştir. Askerlere gıda dağıtım işinihalledememişiz. Askerin başında komutan durmamış. Yabancı gazeteciler ve dahasonra bizim askerler anılarında; Şark Ordusuyla komutan arasında telefon hattıyoktu. İşin garip tarafı ise, atlı ve yaya haberci ulakların da bulunmuyorolmasıdır, diye yazıyorlar. Selanik, tek kurşun bile atılmadan Yunanistan’ateslim edilmiştir. Selanik ise İttihat Terakki ile Jön Türklerin merkezikonumundaydı.

HABER MERKEZİ


Editör: TE Bilişim