Hz. Mevlana'nın aşçısı olarak bilinen ve Mevlana Dergahında önemli bir makama sahip olan Ateşbaz-ı Veli’nin türbesinin Puşidesi düzenlenen merasimle değiştirildi.

Konya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından, Konya Olgunlaşma Enstitüsü’ne yaptırılan Puşide, Vali Yakup Canbolat, Protokol Üyeleri ve misafirlerin katılımıyla değiştirildi. Puşide serim merasimi Kur'an-ı Kerim Tilaveti ile başladı. 

Programa; Vali Yakup Canbolat, Meram Kaymakamı Resul Çelik, Meram Belediye Başkanı Fatma Toru, İl Kültür ve Turizm Müdürü Abdüsssettar Yarar, İl Müftüsü Prof. Dr. Ali Akpınar, İl Milli Eğitim Müdürü Mukadder Gürsoy, Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu Müdürü Postnişin Fahri Özçakıl, Devlet Sanatçısı Ahmet Özhan, Tasavvuf Araştırmacısı ve Yazar Ömer Tuğrul İnançer ile diğer yetkililer ve vatandaşlar katıldı.

ATEŞBAZ-I VELİ KİMDİR?

Ateşbaz-ı Veli (Ö. 684/1285), Hazreti Mevlâna’nın muasırı olup, esas ismi Şemseddin Yusuf, babasının adı İzzeddin’dir. Ateşbaz-ı Veli olarak ün yapmış ve gönüllerde taht kurmuştur.

Ateşbaz-ı Veli’nin, Bahâ Veled’le birlikte Belh’ten veya Karaman’dan geldiği, dergâhta yetiştiği ve aşçılık yaptığı rivayet edilir. Ateşbaz, ateşle oynayan demektir. Onun, Hazret-i Mevlâna ve Mevleviler arasında önemli bir yeri vardır. Ateşbaz Makamı, bir terbiye ve eğitim makamıdır. Mevlevi tekkelerinin ruhu, mutfaktır. Aşçı Dede, Kazancı Dede, İçeri Meydancı’sı ve Bulaşıkçı Dedeler, tekkenin mürebbileridir. Aşçı Dede en büyük zabittir. Kazancı Dede de ikinci zabittir.

Aşçı Dede’nin hizmeti, çilekeşlere nezaret etmektir. Mutfağa gelen can, aşçı dedenin huzurunda ikrar verir, sonra kazancıya teslim edilir. Çile bittikten sonra aşçıbaşı, yalnızca dervişe öğüt verdikten sonra şu gülbangı çeker:

“Vakt-i Şerif hayrola; hayırlar fethola; şerler defola; derviş kardeşimizin hizmetleri mübarek ola. Dem-i Hazret-i Mevlâna, sırrı Şems-i Tebrizî Kerem-i İmâm Ali, Hû diyelim, Hû..”

Aşçı Dede’den başka, mutfakta on sekiz görevli daha vardır. Bu da, mutfak hizmetine ne kadar önem verildiğini gösterir. Kazancı Dede’den ayakçıya kadar, herkesin ayrı bir görevi vardır.

Mutfak müştemilâtından bulunan Meydan-ı Şerifte’ki beyaz postun adı, Ateşbâz-ı Veli Makamı’dır. Bunun yanında ve üst taraftaki kırmızı post da, “Sultan Veled” makamıdır.

Ateşbâz-ı Veli ile ilgili pekçok menkıbe anlatılır. Bunlardan birisi şöyledir:

Birgün, dergâhın mutfağında yemek pişirmek için odun kalmamıştır. Dergâhın aşçısı olan Ateşbâz-ı Veli, durumu Hazret-i Mevlâna’ya bildirince, Hazret-i Mevlâna lâtife yollu:

“- Odun kalmadıysa, ayaklarını kazanın altına sok da yemeği onunla pişir!” der.

Ateşbaz için şaka da olsa emir, emirdir. Mutfağa gider, ayaklarını kazanın altına sokar ve parmak uçlarından çıkan ateşle yemeği pişirir. Büyükler arasında açık keramet izhârı hoş karşılanmadığından;

Hazreti Mevlâna, bu duruma muttali olunca, hoşnutsuzluğunu:

“- Hay ateşbaz hay!” diyerek ortaya koyar.

MUHAMMED ESAD ÇAĞLA

Editör: TE Bilişim