Gençlik yıllarımdı; gazetede,Almanya’da yapılmış bir mülakat(röportaj) okumuştum.Mülakatın konusu yabancı düşmanlığı üzerinden Müslüman Türk düşmanlığı idi.Mülakat Alman nasyonal-sosyalist gençlerin takıldığı bir kafe de gerçekleşiyor.

Mülakatı yapan muhabir soruyor;”-Aslında siz yabancı düşmanlığından daha çok türk’leri Almanya’da istemiyorsunuz,bunun özel bir nedeni var mı?”

Alman ırkçısı;”-Biz aslında Almanya’da, Alman ırkının dışında kimseyi istemiyoruz,lakin öncelikli hedefimiz Türklerdir.Çünkü Türkler asimile olmayan tek millettir.Almanya’nın en batakhane mekanınına gidin, her türlüğü pisliğe bulaşmış bir Türkün yanında İslam’a küfredin,hemen sizin boğazınıza sarılır ve sizinle kavgaya tutuşur.Türkler mermer gibidir. Üzerini ne kadar çamurlarsanız çamurlayın yıkadığınız zaman altından pırıl pırıl mermer çıkar. Yani aslını kaybetmeyen millettir.Bunda da sanırım, Dinlerin üzerlerine yüklediği misyondan kaynaklanmaktadır.

Muhabir;”-Peki ama Müslüman başka milletlerde var?”

Alman ırkçısı;”Bize çocukluğumuzdan itibaren öğretilen Türk denince Müslüman, Müslüman denince Türk olduğudur.Diğerleri onların şemsiyesi altındadır.onlar, kolayca asimile edilebiliyorlar..” diyordu.

Bu gün de görüyoruz Almanya ve kıta Avrupa’sında ki ırkçı faaliyetlerin temelinde yatan saik!,Kıta Avrupa’sının Türklerden yani Müslüman Türklerden temizlenmesidir.

Dünya COVİD-19 VİRÜSÜ İLE MÜCADELE SİNİN YANINDA iki virüsle daha mücadeleyle karşı karşıya kalmıştır.

1-küresel sermaye ve onun ürettiği virüsler,fitneler..

2-Küresel emperyalizme mücadele etmek isteyen ırkçı, sol terör örgütleri.

Bugün ABD ortaya çıkan ırkçı sol örgüt ANTİFA aslında Bizim yabancısı olmadığımız,bölgemizdeki küresel sermayenin tetikçisi, PKK/YPGPYD den askeri eğitim alan bir gruptur. Son yıllarda ANTİFA’yı aktif olarak, askeri eğitim alırken ve savaşırken gördüğümüz ilk alan Suriye idi. YPG/YPJ International, YPG/PKK’nın Avrupa yapılanmaları ve sosyal medya üzerinden örgütlenen ve savaşın bir parçası haline getirilmek istenilen uluslararası sol örgütler, Suriye’de YPG/PKK aracılığıyla askeri eğitim, örgütlenme ve savaş sahasında bulunma fırsatı yakaladı. Bu yapıların başını çekenlerden biri şüphesiz ANTİFA idi.

ANTİFA, diğer “radikal sol” yapılanmalar gibi, yalnızca eğitim almakla kalmamış aktif olarak YPG/PKK’nın bir aparatı haline gelerek, YPG/YPJ International’ın bir parçası olmuş, Türkiye’ye karşı da savaşmıştır. Zeytin Dalı Harekatı süresince birçok ülkeden YPG International üyesi TSK tarafından etkisiz hale getirilmiştir.

Hatırlarsanız Sayın Cumhurbaşkanımız YPGPYD/PKK terör örgütüne yardımda cömert davranan TRAMP ABD’sini, “BU ÖRGÜTÜN UZANTISI SİZİN İÇİNİZDEDİR BUNLAR BİRGÜN SİZİ DE VURACAK!” diyerek uyarmıştı.

YPG/YPJ International Twitter hesabı üzerinden Minneapolis’te George Floyd’un öldürülmesi ile başlayan eylemler için dayanışma açıklamasında bulunmuştur.

Bugün görüyoruz ki “KÜRESEL EMPERYALİZM” egemenliğini devam ettirebilmek için,başta ABD olmak üzere dünyayı ateşe vermiştir.Küresel güç doların rezerv para olmaktan çıkma riski karşısında en iyi bildikleri işi yapıyorlar. Ülkelerin içinde önce kargaşa çıkartıp sonra “bir şekilde” darbe gerçekleştirmek. Sonrasında o, ülkedeki gönlünde 50 yıldızlı Amerikan bayrağı yatan yerli(?) işbirlikçilerini iş başına getirmek.

Antifa nedir?

Antifa ismi, “anti faşist” ifadesinin kısaltılmış halidir. Hareket, 20. yüzyılın ilk yarısında (1920 ile 1940’lu yıllar çeşitli kaynaklarca ifade edilmektedir) Nazi Almanya’sında ortaya çıkmıştır. Merkezi veya hiyerarşik bir yapılanmaya sahip olmayan hareket, birçok ülkede kendisini “Antifa” olarak nitelendiren üyeleri ile faaliyet göstermektedir.

Antifa “faşizm”e karşı mücadele bağlamında devlet otoritesine güvenmeyerek ve devletin kolluk kuvvetlerini de düşman olarak tanımlayarak, her türlü eylemi meşrulaştırmaktadır. Faşizme karşı bireysel ve kitlesel şiddet eylemlerini teşvik etmektedir ve kitlesini şiddeti araçsallaştırması için eğitmektedir.

ABD’deki eylemlerin şiddet olaylarına evrilmesinin sorumlusu olarak gösterilen Antifa, 1980’li yıllarda ülkede görünür hale gelmiştir. Son yıllarda gerçekleşen gösterilerde, örgüt, sokak olaylarının şiddete ve yağmaya dönüşmesinin de temel aktörü olarak değerlendirilmiş, 2017 ve 2019’da Portland’daki ırkçı gruplarla çatışmaya varan gösterilerde yer almıştır.

Bizim muhalefette dikkat ederseniz aynı dili kullanmaktadır.”SARAY REJİMİ”-“SARAY FAŞİZMİ”-“SARAY DİKTASI” gibi söylemlere sarılarak muhalefet mi yapıyor.yoksa birilerine mesaj mı veriyor bekleyip göreceğiz.Uyuyan, bildiğimiz yada bilmediğimiz bir hücre ortaya çıkacak mı bilmiyoruz.

Hareket sadece ABD’de değil özellikle Sarı Yeleklilerin başını çektiği gösterilerde ve Almanya’daki G20 zirvesindeki olaylarda bulunmuştur.

Aslında dünyadaki ne kadar tedhiş ve terör örgütü varsa, ismi ne olursa olsun arkasındaki güç;”SİYONİZM”’dir.Yani küresel güç dediğimiz DOLAR’ı ve diğer sömürü araçlarının tümünün sahibi olan 13 ailedir!

“Alman Focus dergisinin ortaya çıkardığı ilişkiler ağı, Avrupa’da yaşayan Türk etnik toplumu için alarmdır!.. Dergi, Alman, Fin ve İsveç neo-Nazi gruplar başta Avrupalı aşırı sağcıların Rusya’nın St.Petersburg kenti yakınında bir milis kampında askeri eğitim aldıklarını belgeledi.

Tablo vahimdir. “Aşırı milliyetçi” kimlik taşıyan siyasi hareketlerin “küresel işbirliğine” işaret etmektedir.

Alman Naziler ile Rus Slav milliyetçilerinin ortak hedeflerde buluştuğu, yanlarına Amerikalı ırkçı/faşistleri de aldıkları çok büyük bir cephe ile karşı karşıyayız…

Ortak hedefleri, Müslümanlardır…

“2014’te başlayan Ukrayna-Rusya çatışması ile gündeme gelen bir gelişmenin son halindeyiz. 2017’de Donbass Savaşı ile ilgili ortaya çıkan tablo, Belarus, Sırp, Gürcü, Yunan, Alman, İsveç, hatta İtalyan faşistlerin bu savaşın iki cephesinden birinde görev aldıklarını göstermişti.

Ama, St.Petersburg’da, Çarlık Rusyası’nın yeniden kurulması hedefiyle ortalığa dökülmüş faşist Rus İmparatorluk Hareketi’nin Almanya’nın neo-Nazi hareketleri Ulusal Demokratik Parti ve Üçüncü Yol’un üyelerine milis eğitimi vermesi işlerin yeni bir sürece girdiğini gösterdi.

Aynı kampta, son dönemde, Müslüman mültecilere karşı çok sert rüzgarların estiği ülkelerden, İsveç ve Fin aşırı sağcıların da eğitim aldığının ortaya çıkması endişeyi büyüttü.

Nazi-faşist hareketlerin, tıpkı DAEŞ gibi, küresel işbirliği ağı geliştirdiği artık bir gerçek.

· RUSYA’NIN TEHLİKELİ OYUNU…

Rus İmparatorluk Hareketi, Ukrayna’nın doğusunda, Donbass bölgesindeki Ruslar’ın korunması için bölgeye milis yetiştiren kaynak olarak tanındı. Son dönemde Suriye ve Libya savaşlarında adı çok sık duyulan Wagner paralı asker şirketinin önemli insan kaynaklarından biri oldu.

Faşist örgütün lider kadrosunda Vladimir Skopinov, önce Ukrayna’da savaştı, sonra Suriye’ye rotalandı, son olarak Halife Hafter’in yanında Libya’da çatışırken 30 Ocak 2020 günü öldürüldü.

Bu grubun, İsveç neo-Nazi hareketi İsveçliler Partisi ve milis teşkilatı İsveç Direniş Hareketi ile yakın ilişki kurmasından sonra “esnek mülteci kanunları” ile tanınan İsveç, Finlandiya, Danimarka gibi kuzey Avrupa ülkelerinde Müslümanlara dönük saldırıların artması dikkat çekti…”

Lakin Rusya’nın atladığı, Küresel sermayenin Ukrayna çorabını başına ördüğünü. Libya’da ciddi kazanım kazanan Türkiye ile anlaşmak için Dışişleri bakanı Lawrov’u acele göndermesi işin vahametini geçte olsa anlamış olmasındandır.Bu görüşmeyi titizlikle takip etmeliyiz.”

ABD’de faşizm ve ırkçılık önemini hiç yitirmedi “BEYAZ AMERİKA”nın hakimiyeti; yerli halkın,siyahların,güneydeki ülkelerden gelmiş göçmenlerin üzerinden hiç eksilmedi hep köle muamelesi gördüler.

Bugün, bunun en güzel örneğini,ömrünü ABD’de bilime adamış, Nobel ödüllü Aziz Sancar’a yapılanı ağzından dinleyelim.” Los Angeles'ta bir marketten alıveriş yaptım. Kasiyer kimlik sordu. Türk ehliyetimi gösterdim. "Haa siz Türksünüz. Midnight Express'i izledim, faşistsiniz" dedi. Ben de dedim ki: "Ben de Hiroşima'daki atom bombasını izledim. Film değil, gerçekti."

Vallahi, bunlar Aziz hocanın nezaketle ihsas etmesinden anlamazlar. Rahmetli annem böyle durumlarda şöyle derdi “benim bir öküzüm alnı çakar.gelir kendi adını bana takar”diye.Maalesef bu öküzlerden bizde de çok.

“· SALDIRGAN DÜNYAYA DOĞRU…

Kapitalizm, öngörülen sonuna doğru ilerliyor…

Wall Street’teki finans oligarkları ile Şangay’daki sanayi/ticaret oligarkları arasındaki bağlar yeniden tesis edilse bile her şeyin eskiye dönmesi artık mümkün değil…

Kapitalizm, elindeki parayı yüksek faiz oranları ile kullanamıyor, Çin, tedarik zincirini yeniden hayata geçiremiyor…

Rusya-Suudi Arabistan hattındaki petrol/doğalgaz oligarkları ise artık eski güzel günlere dönüp dönemeyeceklerini bilemedikleri süreç yaşıyor…

Sonuç, milyonlarca işsiz, ekmeğin küçülmesi ve özellikle metropollerin sokaklarının hareketlenmesidir…

Libya’da savaşan Rus faşistlerin maaşını Birleşik Arap Emirlikleri’nin verdiği, Amerikalı neo-nazilerin Suriye’de Müslüman avına çıktığı, İtalyan faşistlerin Ukrayna’da Rus öldürerek dedelerinin intikamını aldıklarını sandıkları garip bir dünya bu…”

Anladığım, emperyalizm, faşizmi her zaman olduğu gibi elinin altında tutuyor, Amerika sokaklarında daha büyük bir küresel hesaplaşmanın da ilk provasını izliyoruz…”

Kısacası, “büyük alarm dünyası” bu…”

Emperyalizm, her dönem faşizmi de, kominizm’ide elinde tutmuştur.Zaten,Dünyanın hiçbir yerinde, hiç bir terör örgütü,illegal siyasi örgütler ve yasadışı klikler, arkasında devlet gücü olmadan yaşayamazlar.Devletler; bu örgütleri gizli istihbarat örgütleri marifeti ile kontrol altında tutarlar.Bunu, en iyi küresel emperyalizmin fırıldağı CIA-NATO eli ile ABD yapmaktadır.

Çin,parası olan YUAN’ı rezerv para olması yolundaki attığı adımlar büyük ihtimalle küresel güce takılacaktır,Çünkü ÇİN’in ekonomisi tümüyle küresel güce bağlıdır.Bunun için Çinin ciddi hazırlığının olduğunu biliyoruz.Lakin elindeki trilyonlarca doları nasıl ekonomiye katacak onu göreceğiz.Birde bu paranın sahibi küresel güç mü?, Çin ulusunun mu?

Rusya’nın başında Kırım meselesinden, Ukrayna derdi vardır.Bir taraftan da Libya üzerinden Afrika’ya açılma çabası vardır ve Türkiye ile anlaşma mecburiyeti vardır!

Bu arada yaptığı yatırımlar,doğru dış politikası,Suriye ve Libya’daki başarılı operasyonları ve ekonomisini ve TL yi yerli ve milli hale getiren, son, altın alımları ile Dünya’da 7 liğe yükselen, Merkez Bankasını güçlü hale getirenTÜRKİYE,Türk Silahlı Kuvvetleri ile de, Doğu Akdeniz’de harbe hazırlık eğitimini 17 uçak ve 8 fırkateyn ile korvetin katıldığı eğitim ile Akdeniz’de hava ve deniz sahasını kapatan kuvvetler, bölgedeki hakim gücünü bir kez daha ilân etti.

  • Türkiye yeni dünyaya lider olmaya adaydır,bundan hiç kuşkunuz olmasın.

Şimdi uyanık olma zamanıdır.ABD’de başlatılan dalga dalga AB ülkelerine yayılan ANTİFA adı altıda, yer altıdaki uyuyan illegal hücrelerin uyandırılma çabasını AKP ve kadroları bu küresel gücün tehlikeli oyunu olduğunu asla es geçmemeliler.

Muhalefetin; Biri çeşme açtı,öteki mezarlığı, eli Kı…nda ziyaret etti,ötekisi IMF ‘ye gidelim dedi gibi basit ve hiç pirim sağlamayan abesle iştigal eylemlerini gündemde tutmak yerine 18-25 yaş aralığı gençliğe aidiyet hasletlerini hatırlatacak eylemler,projeler üretmelidir.Yeni neslin eski Türkiye ile yeni Türkiye’yi kıyaslayacak ne bilgisi,ne eğitimi nede karakteri vardır.Onlar bu günü ve ilerisini düşünmektedirler.Acil eylem planlaması ile gençlerin heder olmasının önüne geçilmelidir.

Türkiye’deki muhalefet maalesef mevta olmuştur.97 yıllık Cumhuriyet tarihimiz içinde ara rejimler hariç, hiç bu kadar güçsüz ve kimliksiz muhalefet olmamıştı. Bunlardan fayda beklemek “kırmızı kar”ın yağması kadar imkansızdır.

İş başa düşmektedir. Onlar, iç meseleleri ile boğuşurken bütün gücümüzle Libya konusunun çözümüne odaklanıp imzalamış olduğumuz ekonomik münhasır bölge anlaşması ve doğu Akdeniz’deki haklarımızı kalıcı hale getirmeliyiz.

”Türkiye Libya petrolünün peşindedir,buna müsaade etmeyeceğiz” diyen içimizdeki Kemal Derviş’lerin yani ABD’lilerin kuru sıkılarına aldırmadan yolumuza devam etmeliyiz.

DÜNYADA PIRLANTA PARLAKLIĞI İLE PARLAYAN TÜRKİYE CUMHURİYETİ, NAZAR DEĞİP YENİ BİR BELA İLE UĞRAŞMAK ZORUNDA KALABİLİRİZ.

BUNUN İÇİN TETİKTE BEKLEYEN MUHALEFETİMİZİN OLDUĞUNU UNUTMAYALIM.

MLKP’li CANCAN BOŞUNAMI SÖYLÜYOR, “YA SEÇİMLE,YA DA BAŞKA BİR ŞEKİLDE”DİYE!

BEN BU KADINI DİKKATE ALIYORUM VE ÖNEMSİYORUM.

DEVLETİN KOLLUĞU VE İSTİHBARATIDA UMARIM ÖNEMSİYORDUR!!