Eylül 2015'te Bodrum'da  cesedi kıyıya vuran Suriye'li bebeğin resmi ...

 

Ekim 2016'da Suriye'nin Halep kentinde yapılan bombalı saldırıdan sonra çekilen utanç resmimiz  Ümran bebek...

Ve son olarak önce tecavüz edilip sonra başına taşla vurularak öldürülen hamile kadın Suriye'li Emani El Rahmun ve 10 aylık bebeği Halaf El Rahmun …

Doğan Haber Ajansı'nın haberi bu şekilde verdi .Kamuoyundan gelen yüksek tepkiler neticesinde özür açıklaması yaptı DHA ama vazo kırıldı bir kez..

Bu resimlerin hepiniz çok iyi hatırlıyorsunuz .Belki de o an hepsi ayrı ayrı yüreklerimizi dağladı ,içimizi sızlattı .Tüm bunlardan ufak bir ders çıkarmak yerine sadece sosyal medya hesaplarımızda paylaştık .Altlarına  '' insanlık ölüyor! ''  ve benzeri notlar düşüp ,ardından unuttuk .Boş verin unutmayı ,dışladık Suriye'den gelen mülteci kardeşlerimizi .Kolaydı dışlamak çünkü .Zordu paylaşmak .Evini .aşını, giysilerini ,ülkeni vs... Aslında zor olan gönlümüzü paylaşmaktı .Sahi ne oldu bize öyle ?

Eskiye göre kat be kat arttı imkanlarımız belki ama imanımız azaldı .İman ;  inanmak ,emin olmak  , Müslüman ise ; kendisinden emin olunan demek değil miydi ? Anlamını mı yitirdi bu kelimler ,yoksa biz miyiz anlamımızı gayemizi yitiren ?

Umarım başına taşla vurularak öldürülen Emani El Rahmun'un eşi Halid EL Rahmun'un şu açıklaması bizi başımızı iki elimizin altına alıp düşünmemize vesile olur .

''Çocuklarım ve eşim Türkiye'de emin olurlar diye buraya geldik .Ama artık gerek kalmadı burada kalmama ...''

Ne oldu bizim vicdanlarımıza böyle ? Şimdiye nazaran imkanlarımız daha kısıtlı olmasına rağmen soframız ve evimiz misafirsiz olmazdı .Daha çok paylaşıyorduk sanki .Evimiz ,arabamız ,kullandığımız tüm eşyalarımız  son teknoloji ile donanmış durumda .İmkanlarımız çok daha büyüdü lâkin yüreğimiz küçüldü .''Muhammed-ül Emin ''lakabına sahip bir nebinin ümmeti olmamıza rağmen biz eminlik sıfatımızı kaybettik . Suriye'den gelen mülteci kardeşlerimiz için yorum yapmak kolaydı . ''Neden ülkelerinde savaşmadılar ,korktular mı ?.. ve dahi nice soruları gelişigüzel sormak kolaydı .Bizim rehberimiz ,önderimiz Sevgililer sevgilisi Peygamberimiz haşa korkak mıydı ki hicret etti Mekke'den Medine'ye hiç düşündük  mü? Tabi O peygamberdi .

Lütfen kendimizive vicdanlarımızı bir daha  gözden geçirelim .Meselâ yetim başı okşayalım veya fakiri  doyuralım .Neden mi ?

''Eğer kalbinin yumuşamasını istiyorsan fakiri doyur ,yetimin başını okşa !'' (İbni Hanbel ,II ,263,387) buyuruyor Sevgili peygamberimiz o yüzden .En son ne zaman bi yetimin başını okşadık acaba ? Hep zenginlerle paylaştığımız soframıza bir fakiri ne zaman dahil ettik ki ?

Yine başka bir hadiste şöyle buyurur Efendimiz;

 "Allah, insanlara merhamet etmeyene rahmette bulunmaz."
(Buhari, Tevhid 2, Edeb 27;)

Suriye'li  Emani El Rahmun'un cenazesinde  Diyanet işleri Başkanı Prof.Dr Mehmet Görmez ne güzel söyledi;

   '' Bize ne oldu ki ,vicdanımıza ve merhametimize sığınan bebeğin katili olduk ?''

Sahi ne oldu bize ?

Selâm ve dua ile...