İlk bisiklete, yedi yaşımda,babamın işlettiği otelde bulunan, bisan marka kırmızı bisikleti, çatı arasından sürerek öğrendim. Araç trafiğinde aktif olarak rol alma yaşım da bu anla başlamış oldu.İlkokulu bitirdiğimde babamın hediye olarak aldığı, yeşil bisan bisiklet, ilk bisikletim oldu. O gece, sabaha kadar uyuyamamıştım. Ayaklarının üzerinde, pedalı çeviriyor, dinomasını arka tekere yaslayıp, ışıklarını yakıyordum. Evimize ilk gelen elektrik de oydu. Hatta elektriğin basit üretim mantığını da ,o an öğrenmiştim.yani fizik dersimin ilk laboratuar çalışması da oldu.
Sonra yirmili yaşlarıma kadar bisiklet ve motosiklet kullandım ama en çok bisiklet beni heyecanlandırırdı.
Yolculuklara çıktığımda, otobüslerde en önde oturduğum zamanlarda, kaptanla beraber, adeta  ben de bisikletimi sürerdim. Buradan kolay inilir. Bu yokuşu yürürüm. Düz yol, çok iyi gibi yolları bisikletime göre inceler, bisikletimle oralarda yolculuğu hayal ederdim... Nerelere kadar bisikletle gidebilirim, kaç günde, kaç km hızla, ne kadar süre ile hep bunları düşünür, bunları hesaplardım. Tabi hız, yol ve zaman formüllerini daha o zaman o kadar sık kullanıyordum ki, ilerde önce fen sonra fizikte daha sonra hayatta özümsenmiş bilgi olarak o deneyimleri hep kullandım...
Şimdilerde Cumhurbaşkanlığı, o zamanlar Mart ayında düzenlenen; Mersin'de başlayıp Antalya'da biten, uluslararası Akdeniz bisiklet yarışlarını yol kenarında, on beş dakikalık geçişlerini izlemek için bir yılı iple çekerdim.
Sonraları da hep bisikleti sevdim,bisiklet beni heyecanlandırdı. Her gittiğim şehirde bisiklete binilebilir mi? Nasıl olur? Onu araştırdım. Hatta Kazakistan'a yatırım analizi için gittiğimde 1994'te  buraya bisiklet fabrikası yapılmalı demiştim. Yollar çok uygundu,insanlar cinsiyet ve yaş gözetmeksizin bisiklet kullanıyordu.
Konya'ya her geldiğimde en çok imrendiğim insanların yediden yetmişe, kız, erkek kadın, tesettürlü, tesettürsüz demeden, bisiklet kullanmalarıydı.
Özel bisiklet yolları yapılmış, maviye boyanmış ve yenileri yapılmaktaydı. En son İl Koordinasyon Kurulu Toplantısı'nda yapılacak işlerin başında bisiklet yolları var. Bisiklet için  her yerde  parklar yapılmış, yenileri yapılmakta. İş yerlerinin yakınları bisiklet parklarıyla dolu. Herkes mütevazi bütçesine göre bisikletini almış. Çoğu bisiklet sahibinin gözbebeği emektar, ona gözü gibi bakıyor.
Konya'da yüzyılımızın en modern araçları, Yüksek Hızlı Tren, biri inip biri kalkan en son teknoloji uçaklarımız, tramvay, otobüs, otomobilin yanında yaşama en yakın araç olarak, gelecekte de modern kentlerin en doğal aracı olacak olan bisiklet, asil yerini koruyor.
Günümüz yaşamında, hareketsizliğin sebep olduğu onlarca hastalık artan oranda yaşamımızı olumsuz etkiliyor. İlaçlarla beraber bütün doktorlar gittikçe daha az kullandığımız uzuvlarımızı harekete geçirmek için, yürüyüş ve bisikleti tavsiye ediyorlar.
Konya gelecekte  önemli bir ihtiyaç olacak olan sağlıklı yaşam kentlerinin öncü şehirlerinden birisi. Geleceğin modern yaşamları, daha teknolojik,hayatımızı kolaylaştırıcı kentler kadar, içerisinde doğal yaşam merkezlerini barındıran kentler olacak. Zaten bisiklete binmeye dair çok olumlu gelişmeleri uzun yıllar kent kültürü haline getirmiş Konya, Konya halkı ve yerel yöneticilere ülkemizin diğer insanları ve kendim adına imrenmemem mümkün değil.
Ancak yerel yöneticilerimiz; bisiklete binme, yürüyüş konusunda diğer araç sürücülerinin de dikkatini çekmek adına, farkındalık programları düzenleyebilir. Maalesef araca binince diğer trafik unsurlarına empati yapmayı unutuyoruz galiba. Belki böylece çok zor fark ettiğimiz engelleri de bu vesile ile hatırlamış ve onların yaşam alanına engel teşkil etmemiş oluruz.