Hep bir şeylerin olmasını başka şeylere bağlıyor, bir şeylerin olması için başka şeylerin olması gerektiğine inanıyor, o şeyler olsun diye dört gözle bekliyoruz.

Dört gözle beklediğimiz şey olduktan sonra, asıl olmasını istediğimiz şeyin gerçekleşmesi için yine yeniden beklemeye başlıyoruz...

Beklerken de boş durmuyor, en iyiyi ve en güzeli bulmak için bir şeyler yapıyoruz.

Bu kez tam o şey olacakken, başka bir şey daha çıkıyor ortaya. Olanı da olacak olanı da bozuyor. Sil baştan bir şeyler yapmaya, bir şeyler ortaya koymaya çalışıyoruz.

7 Haziran'ı bekledik. Bir şeyler olsun diye... 7 Haziran'ın ardından ülkenin önü açılacak ve rahata kavuşacaktık. Ekonomik olarak kendimizi daha özgür hissedecektik. Siyasi güç, uluslararası arenada basacak, karşımıza dikilenler basaklanacaktı...

Baktık ki beklediğimiz şey olmadı...

Ne yapalım, ne edelim derken bir şey daha geldi aklımıza...

1 Kasım'da yeni bir seçim daha yapalım dedik. Bu kez, daha önce yapamadığımız, elimize yüzümüze bulaştırdığımız şeyi yaptık.

Nur topu gibi bir şeyimiz olmuştu. Bu şeyi benimsedik ve yeni şeye sırtımızı dayadık. Allah zeval vermesin de asıl olmasını istediğimiz şeyler olsun istedik.

Terör belası bitsin, yatırım gelsin, insanlar daha müreffeh olsun, huzur gelsin, hasta olan ekonomi iyileşsin, keyifler gıcır olsun, ülkemizi içeriden bölmeye çalışanlar, bütünlüğümüze nifak tohumu ekenler bertaraf edilsin gibi bir sürü şeyler...

1 Kasım'ın ardından asıl istediğimiz şeylerin gerçekleşmeye başladığını görünce bu kez tamam demiş ve başka bir şey düşünmemeye başlamıştık.

Gündemimizde yeni bir şey daha yoktu. 'Gözünün üstünde kaşın var' bahanesinin arkasına sığınarak yeni bir şey daha söyledik.

Biz şeysiz yapamıyoruz, ne derler ona: sıkıntısız, dertsiz tasasız...

Ya da bir şeyi iyi yapıyoruz, önce bir düzen kurup, sonra kurulu düzeni bozmayı, iyiyi kötü etmeyi, fitneyi, fesadı vesaire...

Bazen de kendiliğimizden bozuveriyoruz emek emeğe yaptığımız onca şeyi... Sil baştan yeni bir şeyler yapmaya çalışıyoruz.

1 Kasım itibariyle yaptığımız şeyi de kısa bir süre sonra bozuverdik. Çocuk oyuncağına çevirdik bu işi. Yap-boz oynarcasına başa sardık tekrar.

Dün yeni bir şey daha yapmak için ilk adımları attık bakalım. Haftasonu da yapacağımız yeni şeyin temellerini atmış olacağız. Ne yapıyoruz, ne ediyoruz artık aklımız ermiyor.

Kaş yapalım derken göz mü çıkarıyoruz, bilemiyorum ama kaşlı gözlü olanı da pek sevmiyoruz.