Bir Şeb-i Arus kutlamalarını daha geride bıraktık. Yapılan faaliyetlerin getirisini ölçebilmek için geri dönüşlere bakmak gerekir. Bu yıl kutlama Kongre Merkezine kaydırıldı. Mevlana Kültür Merkezinde bulunan ve 2002'den beri 17 Aralık Şeb-i Arus kutlamalarına ev sahipliği yapan salon bu yıl dar geldiği gerekçesi ile kullanılmadı.

Mevlana Kültür Merkezinde bulunan ve yıllarca bu etkinliğe ev sahipliği yapan salon ihtiyaca cevap veremedi ise kutlamaya katılanların sayısı bir hayli artmış demektir. Bu sayı bize kutlamaların doğru olarak yapıldığı konusunda bir fikir verir mi? Bu sorunun cevabını sağlıklı bir şekilde verebilmek için elimizde bazı verilerin bulunması gerekir. 

Bu verileri elde edebilmek için Şeb-i Arus kutlamaları için gelenlerin katıldığı bir anket çalışması yapmak gerekirdi.

*Mesela, bu yıl Şeb-i Arus kutlamalarına katılanlardan ne kadarı geçen yıl da bu kutlamalara katılmıştı?

*Kutlamalara aralıksız beş yıldan bu yana katılanların oranı toplam sayı içerisinde ne kadar yer tutuyordu?

*Bu kutlamaya katılanlardan ne kadarı önümüzdeki yıl da Konya'ya gelip aynı heyecanı tatmak isteğinde idi?

Sorular çoğaltılabilir, ancak böyle bir anket çalışması yapıldığını düşünmüyorum. Konya'da her şey zamanı geldiğinde düşünülüp çözülmeye çalışılıyor. Yani bir “Dünya Kenti” olma iddiasında bulunan Konya “Kervan yolda düzülür” zihniyeti ile yol almaya çalışıyor.

Bu sözümüzle Büyükşehir Belediyesine haksızlık etmiş olmayalım. Ben şahsen Kültür Faaliyetleri konusunda Büyükşehir Belediyesini başarılı bulurum. Şeb-i Arus kutlamalarındaki katılımcı sayısının artışında da Büyükşehir Belediyesi tarafından Türkçe ve Türkçe dışında başka diller ile basılan Mesnevi Kitaplarının etkili olduğunu düşünüyorum. Belediyenin bu başarısına Konya Kültürünü tanıtmakla yükümlü olan diğer kuruluşlarda ayak uydurabilirlerse daha güzel faaliyetlere ev sahipliği yapabiliriz.

***

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Taşhiyecilerin lideri olduğu için cezaevine konulan Mehmet Doğan'ın 17 yıl haksız yere hapis yattığını söylüyor. Telaffuz edilen bu 17 yıl rakamı sanki insanın kafasını karıştırmak için oraya konulmuş gibi. 

Bizler son on iki yıldır büyük rakamlarla konuşulmasına alışkınız. Mesela hükümetimiz ödediği dış borcu telaffuz ederken 14 yıl öncesinin rakamlarını kullanır ve trilyonlardan bahseder. Kendi dönemi içerisinde alınan dış borçları ifade ederken sıfırı atılmış şekilde milyonlarla konuşur. Bizlerde ödenen dış borçları ifade eden rakamlar karşısında hayretlere düşer ve alınan milyonluk dış borçları bu yüzden devede kulak görürüz. 

Cumhurbaşkanımız bu 17 yıl haksız yere içeride kaldı sözünü de bu niyetle söylemiş olmalı diye düşünüyorum! Ama bu rakam AKP öncesi dönemi gösteriyor. AKP on üç yıldır iktidarda ve Mehmet Doğan daha önceki hükümet tarafından içeriye atılmış. Hatta bu işin 1999 veya biraz öncesinde yapılmış olması gerekir. Yani Mehmet Doğan'ı 28 Şubatçılar içeriye atmışlar diye düşünüyorum. Ancak dava ve operasyon tarihine bakıyorum önüme 2008 tarihi çıkıyor. Yani 6 yıl öncesi. Mehmet Doğan 6 yıl suçsuz yere AKP döneminde hapis yatmış. Gerçi 17 Aralık 2013'ten bu yana çok şey değişti. Mesela Ergenekon davasının Savcısı olduğunu söyleyen dönemin Başbakanı şimdiki Cumhurbaşkanı bu davada bir komplo olduğunu söylüyor. Ergenekon'un avukatı olduğunu söyleyen zat ise parti başkanlığını kaybetti ve milletvekili olarak hayatını sürdürüyor.

Son12 yıldır istediği her şeye sahip olan Cemaat birden yaptığı bir hata yüzünden Haşhaşi sıfatına layık görüldü ve düşman ilan edildi. 

Hani bir filmde bir replik vardı, “eski düşmanım dostum, arkadaşım sevgilim, sevgilim düşmanım oldu” diye. Bu gün aynen bu durumu yaşıyoruz. 

Dostlukların baki kalması, düşmanların dostluk çemberine alınması ve sevgilinin ebedi yanımızda kalacağı bir dünya dileği ile Allah'a emanet olun.