Bir gönül dostu, bir hak aşığı, Konya'mızın yetiştirdiği vakıf insan; Doktor Mehmet Hulusi Baybal...

Osmanlı-Rus Savaşı sonrası Kırım Vidin'den, II. Abdülhamit döneminde Konya Hamidiye Mahallesine göç eden Süleyman Efendi ve Şerife Hanımın torunu, Mustafa ve Fatma Hanımın dört çocuğundan biri...

1928 yılında Konya'da dünyaya geldi...

Öğrenim hayatına Gazi İlkokulunda başladı, Karma Ortaokulu'nda devam etti, Gazi Lisesi'nden mezun oldu...

İlkokul yıllarında Bakırcı Tevfik Hoca'dan, Kur'an ve din dersi aldı. 

1945 yılında İstanbul Tıp Fakültesi'nden mezun oldu...

1954 yılında Konya'ya döndü, irtihaline kadar Konya'da hem tıp hem de gönül tabipliği yaptı; Dr. Hulusi Baybal...

Yaşadığı döneminde, bu günün de örnek şahsiyetsi olan; Dr. Hulusi Baybal cömertliği, dürüstlüğü, hayırseverliği, engin hoşgörüsü ile Mevla'nın şehrinde Mahmut Sami Ramazanoğlu Efendiden aldığı terbiye ile halkın sevgilisi oldu...

Vefatının ardından da tüm hak âşıkların olduğu gibi sevenlerin gönlünde yaşamaya devam eden bir gönül dostu.

İnsanlığa faydalı olan gönül insanı doktor ağabey, insanlığı düşündüğü gibi kışın yem bulamayan kuşları da düşünürdü. 

Onları yemlemeyi unutmazdı. 

İhtiyaç sahiplerinin her halini gözetip, yardımda bulunurdu. 

Muayenesinden her gün aş çıkar, fakir fukara, şehir içi ve şehir dışından gelen misafirler buradaki aştan nasiplenirdi. 

Eğitime önem veren gönül insanı, tabipliğinde Lokman Hekim olmuş bir hak aşığıydı. 

Konya'mızın yetiştirdiği bir vakıf insanıydı. 

Kendisini insanlığa vakıf etmiş ve insanların derdiyle dertlenen, zenginden alır fakirlere verirdi. 

Ne zengin kime verdiğini görürü ne de muhtaç kimden aldığını bilirdi. 

Zekat ve sadaka sahipleri özellikle ona ulaştırırlardı ki; onun bunları tam yerlerine ulaştırmadaki mahareti tartışılmazdı.

Doktor abi, bir gönül insanıydı. Karşısındaki insanın manevi halini çözümleme kapasitesine sahip bir gönül doktoruydu, O kadar çok doktor abi vardı ki;

Bir Doktor Baybal vardı, doktor olarak

Bir eğitimci Doktor Baybal vardı, talebelerin bütün ihtiyaçlarını üstlenirdi.

Fakir fukaranın babası Doktor Baybal vardı; geleni geri döndürmeyen her ihtiyaçlarını yerine getirdi. 

Valilerin, belediye başkanlarının,emniyet müdürlerinin, baş savcıların istişare ettiği; Doktor Baybal vardı.

Konya'nın düğün yemeklerinin kazan ağzı açmak için çağırdıkları; Doktor Baybal vardı. 

Bir nevi Konya'nın Somucu babasıydı; Doktor abi...

Yine o tüm hak aşıları gibi düğün günü bilen gideceğini söyleyen biriydi. 

19 Kasım 1996 Salı günü ikindi namazında Hakk'a yürüdü; Doktor abi. 

Dünyada bir can idi, can geldi can gitti... 

20 Kasım Konya doktor abisine ağlıyordu, yer sessiz gök sessizdi, zaman ırmağı akmıyordu. Ve Konya Mevlana ve Hacıveyiszade Mustafa Efendi Hocandan sonra böyle bir kalabalığı böyle bir sevgi selini görmemişti. 

Her seher vakti geldiği Kapu Camii'nde öğle namazına müteakiben evlatlarının kıldırdığı cenaze namazı sonrası Musalla Mezarlığına bir ikindi vakti defin edilmişti.

“Vefatının 20. yıldönümünde değerli büyüğümüz Doktor Abimizi, rahmetle özlemle anıyoruz.”