28 Şubat...

Tarihin kara günü...

Üzerinden 19 yıl geçmiş olmasına rağmen etkilerini halen hayatımızın her alanında hissettiğimiz bir kara leke... Temizleyemediğimiz ve belki de temizleyemeyeceğimiz, tarihe not düştüğümüz kara gün. Çok şeyler geliyor bugünde aklımıza. 

Milli Güvenlik Kurulu Kararları...

Erbakan Hoca'nın Başbakanlığı döneminde sadece Erbakan Hoca'ya değil tüm Türkiye'ye yapılmış olan büyük zulümler...

Başı örtülü diye başta eğitim olmak üzere birçok haktan mahrum kalan bacılar...

Erbakan Hoca'nın imzalamadığı MGK kararlarını imzalamış gibi gösteren çok muhterem ve kıymetli meslektaşlarımız...

Laikliğin elden gittiği ve irticanın geldiği safsataları...

Hemen sonrasında imam hatip okullarının önünün kapatılması...

Ülkeyi 100 yıl geriye götürecek olan gelişmeler... Bu ülkeye vurulmuş ağır bir darbe... Ve daha fazlası...

Ne tesadüftür ki, dönemin en büyük mağduru Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hoca, bir 28 Şubat yıldönümünün arifesinde, 85 yaşındayken ruhunu teslim etti. 

Bugün, “Bir çiçekle bahar gelmez ama bahar bir çiçekle başlar” diyen; “Bana ne Amerika'dan” diye meydanlarda haykırabilen; “Bozuk düzen, faiz düzeni” terimlerini bu ülkenin insanlarının kafasına sokan; “Gavurun kalkanından bize fayda gelmez” diyebilen; “Önce ahlak ve maneviyat” diyerek bugün yaşadığımız gayri ahlaki ve toplumsal düzeni alt üst eden birçok olayın yaşanmasını engellemeye çalışan; havuz sistemini kurup hortumcuların hortumlarını kesen, Avrupa Birliği'nin kapısında yatmayıp, “Biz kendi birliğimizi kurmalıyız. Müslümanlar olarak bir ve güçlü olmalıyız” diyerek D-8'i kuran, “İslam Birliği” söylemini ortaya koyan, 'Bir gün sıra Suriye'ye gelirse, bilin ki hedef Türkiye'dir' diyerek bugünlere işaret eden; ömrünü inandığı hak dava yolunda harcayan ve son nefesine kadar da davasını savunan büyük insan Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın vefatının 5. yıldönümü. 

Bu millet özledi seni savunan adam...

Sana inanmayanlar, seni arkandan vuranlar bile özledi. 

Seni anlamayanlar, bugün anladı. 

Seni dinlemeyenler, şimdi senin ses kayıtlarını ortaya çıkarıp dinliyor. 

Seni daha yakından tanımak isteyenler senin kitaplarını ve sana atfen yazılan kitapları okuyup seni öğrenmeye çalışıyor. 

Fakat nafile... Bu ülkeden bir Erbakan Hoca gelip geçti...

HOCALI'YI UNUTMADIK!

Şubat ayının son günleri aslında Türk – İslam coğrafyası için önemli olayların yaşandığı günler olarak tarihe geçti. 

26 Şubat'ta güçlü silahlarla donatılmış Ermenistan silahlı kuvvetleri ile Hankendi'nde konuşlanmış bulunan Albay Zarvigarov komutasındaki 366'ncı Rus Motorize Alayı, Hocalı'ya saldırarak tarihin en vahşi katliamlarından birini yaptı.

Ve bu olay Hocalı Katliamı olarak tarihe not edildi. 

Edildi de ne oldu?

Hocalı'da yaşanan bu katliama Birleşmiş Milletler ve Batılı devletler ciddi bir tepki dahi göstermediler. Çünkü onların güdümünde yapılmıştı birçok şey. (Bugün İslam coğrafyasında yapılan zulümlerde olduğu gibi)

Azerbaycan Cumhuriyeti'nin resmi açıklamasına göre saldırıda 106'sı kadın, 83'ü çocuk olmak üzere toplam 613 Azerbaycanlı şehit düştü. 

O kadar hazin ve vahim bir durum ki, o günleri yaşamış insanların anılarını dinlemek bile beni ürpertiyor. Bu zulme göz yumanların gözleri bir daha açılmasın. Allah onları bildiği gibi yapsın.

Bu nedenledir ki her Şubat ayında içimiz kan ağlar. 

Unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız...