Memur kesimi içintatil ile başlayıp, tatil ile devam eden yeni yılın ilk 4 gününün ardından resmi ilk mesai gününden herkese merhaba...

Yeni yıla tatil yaparak giren bir devletin, bütün kurumlarının kapılarına kilit vurulduğu 4,5 günün ardından bugün mesai başlıyor...

Hayırlı mesailer(!)diyerek başlayalım söze...

Birilerinin tatil yaptığı, yan gelip yattığı süreçte birileri çalışıyordu. Onlar çalışmak zorunda. Çalışmasalar kendilerine de ülkelerine de faydalı olamazlar.

Konumuz bu değil, çok da üzerine düşmeyelim...

İki önemli mevzuyu paylaşacağım sizlerle...

BİRİNCİSİ:

Uzun zamandır Konya Büyükşehir Belediyesi'nin önünde bulunan ve belediyenin avlusu sayılabilecek parktan geçmiyordum.

Bu uzun tatil günleri içerisinde yolum o taraflara düştü. Belediyenin etrafı ağaçlarla bezenmiş, ortasında kocaman havuzu bulunan, yeşil alanları ile dikkat çeken parkının içerisinden yıllar yıllar sonra bir geçeyim dedim.

Geçmez olaydım...

Daha parkın girişinde o kadar ağır bir koku karşıladı ki beni, af edersiniz kusmamak için kendimi zor tuttum...

Hafif rüzgar ile birlikte dalga dalga yayılan bu koku, parkın tamamını kaplamış olan kuş pisliklerinin kokusundan başka bir şey değildi...

Öncesinde oradaki banklara oturup biraz dinlenmek ve sonra yine yürümeye devam etmek istemiştim. Ama bu koku nedeniyle hızla buradan uzaklaşma icap ediyordu.

Banklar da oturulacak durumda değildi. Bankların üzerinde bir karış kuş pisliği... Yapışmış, iyice yayışmış, kurumuş kalmış...

Otur oturabilirsen... Parkın içerisinden geç geçebilirsen...

Bir Konfüçyüs sözü der ki, 'Herkes kendi kapısının önünü temizlese, dünya tertemiz olur.'

Kuşların kıçına lastik don bağlayındemiyoruz ama vardır elbet bunun bir çözümü... En azından günlük, düzenli olarak temizliği yapılabilir.

Konya Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik zaman zaman bazı eleştiriler alıyoruz. Bazı semtlerde ağır kokuların olduğu, bu kokuların giderilmesi için bir şeyler yapılması gerektiği okurlarımız tarafından bize iletiliyor, bunu ilgililere iletmemiz isteniyordu.

Şimdi ben de kıymetli okurlarımıza diyorum ki, Büyükşehir Belediyesi daha kendi kapısının önünü dahi temizleyemiyor. Kendi bahçesindeki kokuları bile bertaraf edemiyor.Beyhude uğraşıyorsunuz. Bu kokuları çekmeye mahkumsunuz...

İKİNCİSİ:

Karatay Belediyesi Hizmet Binası'nın önünde de Büyükşehir Belediyesi'nin önündekine benzer bir park alanı var. Ancak Karatay'ın parkı yeşilden ziyade betonun ön planda olduğu bir park.

Aynı gün içerisinde yolum Karatay Belediyesi'nin bulunduğu namı diğer Eski Garaj civarına da düştü.

Bu bölge, modernizme ve yeniliğe karşı geleneklerin, eskinin hatta kültürün yaşatılması için verilen mücadelenin bir göstergesi gibi...

Severim o yüzden bu bölgeyi...

Karatay'ın bu beton parkının içerisindeki bir bankta öğlen saatlerinde kış güneşiyle ısınmaya çalışırken uyuyakalmış bir sokak vatandaşı gördüm.

Sokak vatandaşı tabirimi lütfen hoşgörün... Ama içinde bulunduğumuz şu kış gününde Konya'da belki de yüzlerce insan sokaklarda yaşıyor...

Uyandırıp kendisiyle sohbet etmek istedim. Ama sonra güzel bir uykuya dalmış olduğunu görünce uyandırmaktan vazgeçtim. Kim bilir ne hikayesi vardır.

Üzerindeki eski püskü, yırtıklar içerisindeki monttaki kuş pisliklerine bakarsanız, bir gün öncesinde Büyükşehir Belediyesi'nin önündeki parktaymış. O da bu kötü kokuya dayanamayıp, kuşlardan arınmış olan Karatay'ın avlusuna sığınmış sanırsam...

Konya Büyükşehir Belediyesi Başkanı Tahir Akyürek'in bir sözü vardı yıllar öncesinde. Sokaktaki vatandaşları görünce bu söz geldi aklıma...

Sokakta kalan vatandaşlar için bir sığınma yurdu yapılması düşünülüyordu. Bu vesileyle, sokakta kalan vatandaşlar için verilen bu sözü de hatırlatmış olalım...

Şayet bir çalışma yapılmış veya yapılıyor da bundan benim haberim yoksa, buyurun bu ayıbımı yüzüme vurun...

Mesnevi'den:

“Gül (mevsimi) geçip gülistan harap olunca, gül kokusunu nereden alabiliriz? Gülsuyundan!”