BEDESTENDE ŞEHİRLİYİ KOV, KENTLİY YERLEŞTİR 

 

Anayasa`nın 10. Maddesi :

Kanun önünde Eşitlik!

Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.

Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür.

Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.

Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.

Hiç şüphesiz Allah size, emanetleri ehline teslim etmenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Allah size ne güzel öğüt veriyor. Şüphesiz Allah işitir ve görür. (Nisa 58)

Eşitlik İlkesi İnsan Hakları beyannamesinde şu şekilde yer alır;

 

“Herkes, ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal veya başka bir görüş, ulusal veya sosyal köken, mülkiyet, doğuş veya herhangi başka bir ayrım gözetmeksizin [...] bütün haklardan ve bütün özgürlüklerden yararlanabilir. “

 

 Yazıma anayasa, kuran ve evrensel insan hakları beyannamesinin ilgili madde ve ayeti ile başlıyorum. İnsanlar; mal ve mülk olarak, güzellik, nüfus, ilim ve irfan, renk, dil, mezhep gibi konularda eşit değiller. Yani Allah'ta eşitçi değil, adaletlidir. Herkese hak ettiğinin karşılığını vermektedir.

Ancak; Bir tek şey karşısında eşitler, yasalar!

Bir haftadır, Konya'nın en işlek caddelerini değişik semtlerini geziyorum. Konu Bedestendeki ''işgal'' diye nitelendirilen, hatta kul hakkı deyip hak helal etmemeye kadar gidince, konun hassasiyetine binaen araştırmak zorunluluğu doğdu.

O koca koca marketlerin önleri pazar yerine dönmüş adeta kavun karpuz, meyve ve sebze sergisine dönmüş ama kimsenin gıkı çıkmıyor. Dahası belediyemizin anlı şanlı müntesipleri ve kahraman zabıta ekipleri de  oralarda alışveriş ediyorlar.

Şehrin çeşitli yerlerindeki türkü barların, küçük büfelerin kaldırım işgallerine sesiniz çıkmadığı gibi oralarda eğlenmek için rezervasyon sırasına bile giriyorsunuz. Çıkın esnafın yoğun olduğu bölgelerdeki caddelere, gidin merama, beş yola, Selçuklu bölgesine hep aynı manzara ile karşılaşacaksınız.

Bütün ana arterler üzerindeki kafe, restoran, içkili yerler dükkânlarının dışında kalan kısmı,  hileyi şerriyeden istifade ederek şeffaf örtü ile kapatıp ticari alanlarını büyütmüşler, ama kimsenin sesi çıkmıyor.

Hatta dün Bedestene gelip esnafa 30 cm yer lütfeden'' tuzluklar'' kendi iş yerlerini kat kat hukuka aykırı biçimde büyütmüşler, ama kimseden ses çıkmıyor.

Büyükşehir Belediyesine ait olan büyük otogardaki belediyenin kiracısı olan dükkânlar nerede ise dükkânlarının iki katı dışarıya taşmış, üstelik de gıda maddesini üstü açık bir şekilde teşhir edip satışına devam ederken, hiç sesiniz çıkmıyor.

Ama konu bedesten olunca yaygara kopartıp haktan hukuktan kul hakkından dem vuruyorsunuz.

Kendiniz arabalarınızı yollara park ediyorsunuz bu kul hakkı değil mi?

Çalıştığınız iş yerlerinde işverenin zamanını çalarak özel işlerinizi yaparken de kul hakkı yedim diye düşünüyor musunuz?

Bütün bunları öylece bırakıp bütün mesainizi bedesten esnafına ayırmanız NEDEN?

Ben bedestende 50 yılı geçmiş bir esnaf olarak belediyemizi göreve çağırıyorum. Kuran'ın, Anayasanın ve Evrensel insan hakları beyannamesinin amir hükümleri çerçevesinde adaletle davranmasını talep ediyorum

Siz; O  ŞEFFAFLA ÇEVRİLMİŞ HAKSIZ REKABET OLUŞTURMUŞ İŞ, YERLERİNİN İMARININ DIŞINDAKİ ALANLARI KALDIRIN , BİZ BEDESTEN ESNAFI OLARAK BİR SANTİM BİLE  YER  İSTEMEYECEĞİZ.

Bu cesareti gösterip bu hukuksuz işgallere son verebilecek misiniz?

 Hadi biraz daha esnetelim. Bu yerlerdeki masa sayısını azaltabilecek misiniz?

Yapamazsınız sayın başkan.

Onların sırtı kalın. Değil orayı yıkmak, oradan bir tuzluk bile kaldıramazsınız. Onun için ısrar ediyorum. Siz mütedeyyin, bu esnaf gibi küçük bir esnaf aileye mensup pırıl pırıl birisiniz.

Lütfen size dayatılan bedestendeki esnaf portföyünü değiştirelim fikrini empoze edenleri ters köşeye yatırın.

Ben sizin bunu yapabilecek cesarete ve kararlığa sahip olduğunuzu biliyorum. Bedesten üzerindeki oynanmak istenen oyuna alet olmayın.

Derdimiz bu, yasaların boşluklarından istifade edip iş yerlerini büyüten işletmeleri jurnallemek değil. Bedestene yapılan haksız zulmü örneklerle anlatmak içindir. Onlara tanıdığınız tolaransı, yüzyıllarca teamül haline gelmiş bedesten esnafı içinde göstermenizdir.

Bu bedesten esnafı, ne kanun tanımaz birileri, nede hakkı olmayan yerlere talip olan yüzsüz esnaf grubudur. Yalnızca ama yanızca ekmeğinin derdindedir. Ekmekle oynamanın sonuçlarını tarih boyunca görmüşüzdür. Ekmekle ilgili ne savaşlar verilmiş. Esnaf bugün bunun mücadelesini vermektedir.

SAYIN BAŞKAN, bu bedesten yüzlerce sendir böyleydi böylede kalsın. Size bu insanların hayır duaları yeter.

Not: Bedestenle ilgili önceki yazıma ilgi gösterip eleştirilerini yazanlara teşekkür ediyorum. Ancak bir okuyucumuz benim takiyye yaptığımı yazmış. Sanırım takiyye sözcüğünün ne anlama geldiğini bilmiyor. Ben 10 yılı aşkın aktif siyaset yapmış biriyim. İl başkan yardımcılığı ve İl başkanlığı yaptım. Bu gün, ülkeyi ve belediyemizi yöneten arkadaşlarla birlikte çalıştık. Biz geçmişte de yanlış yaptıklarında karşılarında nasıl durmuş sak bu günde yanlışlarının karşısında da aynı kararlılıkta dururuz. Doğrularını da eğip bükmeden destekleriz.

Takiyye: amaçladığı şeyi gizleme ve tersini yapma sanatı.

 Ehl-i Beyt âlimlerinden Şeyh Ensari'ye göre takiyye, başkasından gelebilecek zarardan korunmak için, ona bir söz veya davranışla uyum sağlamaktır.