Arada Bir

Yapılan araştırmalara göre ülke çapında muhafazakarlık artıyormuş. Aslında artmıyormuş da öyle gözüküyormuş. En çok da toplumda bir çözülme var. İnsanlar rahattan keyif ve sefadan yana. Bu çözülmelerden birisi de bayramlarda olmaya başladı. Şimdi insanlar bayramları memleket ve evlerinde değil de sahil memleketlerde geçirmeye koşuyor. Yakın zamana kadar bunlar Ramazan Bayramlarında yapılıyordu. Kurban bayramlarında bu işi yapanlar daha azdı. Şimdi iki kurban kesenler kurbanlarını yurtdışında faaliyet gösteren yardım kuruluşlarına bağışlayıp bayramı bulunduğu şehir dışında yapmaya koşuyor.

Günümüzde yeni bir adet daha çıktı. Önceleri bir evde iki kurban kesiliyorsa bunun birini bir yardım kurumuna veriyor, diğerini de kendisi kesiyordu. Şimdi hanımefendi: “kurbanla etiyle kim uğraşacak?” diyor. Beyefendi de “Olur Hanım.” Deyip kurbanların ikisini de bağışlayıveriyorlar. Oysa bizim bir geleneğimiz vardı. Kurban kesilemeyen evde büyük hüzün yaşanırdı. Bunun için de konu komşu araştırılarak kurban kesmeyen evlere et gönderilir üzüntüleri giderilmeye çalışılırdı. Hali vakti yerinde olup da kurban kesmeyen aileler, onlardan çevrelerinde et bekleyen nice insanların bulunduğunu ve kurban etinin şifa olduğunu asla unutmamalıdırlar.

Bir de dinimiz akraba arasındaki sıkı münasebete ve sıla-yı rahme büyük önem verir. Komşular arasında münasebetler koptuğu gibi akrabalar arasında da aynı şey oldu. Bunun büyük vebal olduğu hatırlanmalıdır. Bu konuda yüzlerce ayet ve hadisin bulunduğu ehlince malumdur. Şimdi insanlar ne eş-dost ne de akraba hatırı sayıyor. Evvelden en uzak akrabalar bile bayramlarda ziyaret edilir, böylece münasebetler hiç koparılmadan devam etmiş olurdu. Günümüzde iletişim cihazlarının çoğalması ile telefonla hal hatır sorulur bayram tebriki yapılır oldu. Şimdi sms'ler yaygınlaşınca telefonda bırakıldı sadece mesaj atılıyor. Hiçbir zaman telefon ziyaretin yerini tutmadığı gibi mesajda telefonun yerini tutmaz. Evden, yoldan ve camiden gönderilen Fatihalar da kabir ziyaretinin yerini tutmaz. Bunlar da telefonlardan gönderilen mesajlara benzer. İyi ki ölüler mesajdan anlamıyor. Ellerinden gelse bizimkiler onlara da mesaj atacak. Onun için kabir ziyaretleri sadece Arefe Günleri ve kandil günlerinde değil her zaman yapılmalı ihmal edilmemelidir.

Yıllar var ki gençlerin evde, yolda, otobüste, tramvayda ellerinden cep telefonları düşmüyor. Edep denen bir şey var genci orta yaşlısı her yerde insanları yok sayarak bunlarla uğraşıyorlar. Ben üniversite imtihanlarından en büyük başarısızlığın ders çalışılırken öğrencilerin cep telefonlarını yanlarından ayırmamalarına bağlıyorum. Öğrenci tam kendini derse verecekken cep telefonuna ya mesaj geliyor veya zır zır zırlıyor. Ailelerin başarı için buna bir çare bulmaları gerektiğini düşünüyorum.

Netice olarak bayramı bayram bilmeyen konu komşuyla ve akrabalarla ilişkisini kesen adamdan kimseye hayır gelmez. Bunu böyle bilip gereği yapılmalıdır.