Sevgili okuyucularım; Mübarek Ramazan Bayramına 3 gün kaldı. Ramazan Bayramı’nın ne anlama geldiğini bilen, şuuruna varan Müslümanlar heyecan içerisindeler.

Evet 30 günlük Ramazan ayının ardından Pazar günü inşallah Bayrama ulaşacağız. Ramazan kültürünü doya doya yaşamaya çalıştık. Gündüz oruçlar tutuldu. Geceleri sahura kalkıldı, akşamları teravihler kılındı. İftar davetlerinde dost ve arkadaşlarımızla görüşüp hasret giderdik. Perşembe günü son oruçlarımızı tutacağız.

Ramazan’ın en güzel tarafı imkanlarımız ölçüsünde fakirlere yardım edip, muhtaçları hatırladık. Ramazanda özetle maddi ve manevi huzur ve mutluluğu bir arada yaşadık.Ramazan ayını uğurlayıp; bayrama erişeceğiz. İnşallah!… Tabii hepimizin ortak istek ve dileği bu bayramı bayram gibi yaşayıp; bayram gibi kutlamak..Tatil tatil gibi, bayram gibi yaşanmalı diye düşünüyorum. Unutmayalım ki, akrabalık, komşuluk ve aile bağlarımız bayramlarla güçlenir. Yani sonuç olarak: Sağlık ve mutluluk içinde bayramları bayram tadıyla doyasıya yaşamak istiyoruz hepsi o kadar…

11 Ayın sultanı olan Ramazan-ı Şerifi uğurluyoruz. Bu mübarek ayda kutsal ve anlamlı mübarek geceleri yaşayarak Ramazan’ın şevkini, huzurunu ve ruhumuza ilham olan manevi iklimin meyvelerini tattık. Ve her kula nasip olmayan yeni bir bayrama daha kavuştuk.

Ramazan ayı boyunca yardımlaşma duygularımız gelişti. Fakir, kimsesiz, yardıma muhtaç insanlarımızı yalnız bırakmadık. Kimi zaman sokak hayvanlarını bile doyurduk. Suyunu verdik. Müslümanlar olarak yükümlülüklerimizi hatırladık, eksik yanlarımızı gözden geçirdik. Sosyal yaşantımızda bireysel ilişkilerimize çeki düzen verdik. Ahlak, iman, fazilet kavramları üzerinde eksiğimizi tamamladık. Bildiklerimizi yeniden hatırladık. Ana-baba, akraba ve komşuluk ilişkilerimizde hak ve hukuk kaidelerini bir kez daha hatırlayarak gözden geçirdik.

Ramazan ayında belki evine hiç gitmediğimiz ya da evimize gelmeyen insanlarla bir araya gelip iftar açarak, evine ziyaretlerde bulunarak ve evimize davet ederek aslında unutulmuş olan dostluk ve komşuluk ilişkilerini canlandırdık.

Ülkemizde bayramların ayrı bir önemi vardır. Bu nedenle bayramlar bayram gibi yaşanmalıdır. Güzel dinimizin emrettiği gibi, örf, adet ve geleneklerimiz arasında da önemli yer tutan ziyaretler, hediye verme gibi insanları sevindiren hasletlerimiz bu bayramda da şüphesiz devam edecektir. Bunları yaparken özellikle yaşlı, kimsesiz ve hastalarımıza özel ilgi gösterelim ki, bir ay boyunca Ramazan da kazanmış olduğumuz sevabın devam etmesini sağlayalım. İnsanlığımızı yaşatalım.

 Bizi neşelendiren, aynı kültüre mensup insanlar olarak aynı duygularla hareket ediyor olmamızdır. Bunun bize kazandırdığı pek çok şey var. 3 Günlük zaman dilimini iyi değerlendirelim. Bayramın coşkusunu ve sevincini hem yaşayalım hem de yaşatalım. Ailemizle, çocuklarımızla, komşularımızla, akrabalarımızla bayramı yaşatalım. Ola ki, belki bir daha yaşayamayız. Her bayram da olduğu gibi bu bayramda da gönüllere su gibi akmasını bilelim. Küslüklere, dargınlıklara, kırgınlıklara son verelim. Hiç yaşanmamış gibi davranıp kulluğumuzu da gösterelim. Özellikle öksüz, yetim, garip ve kimsesizlerin kimsesi olalım. Onlara bayram olduğunu hatırlatalım ve onlara bayramı yaşatalım. 

Bir bayram daha gönlümüz kırık, yüreklerimiz buruk, gözlerimiz yaşlı olarak bayram kutluyoruz. Çünkü dünyanın her yerinde Müslümanlara karşı zulüm var. Müslüman kanı akıtılıyor. İşkence ve baskı altında korku ve gözyaşı ile bayram yaşayacaklar. Ramazan bayramına girerken Allah’a kul ve Habibine ümmet olabilmek için kazanacağı sevabı ve alacağı mükâfatı düşünerek açlığa, çaresizliğe, hastalığa ve ölüme karşı direnecekler. Allah (c.c) onlara güç ve dayanıklılık versin.

Unutulmayan, birbirinden güzel anıların bu bayram yaşanması ve gelecek bayramlara da taşınması dileğiyle; bütün dost, akraba, ve tüm İslam aleminin, aynı zamanda Konyalı hemşerilerimin bayramını kutluyor; sağlık ve mutluluk içinde nice bayramlar diliyorum.

Selametle Kalın….