Çoğu zaman eşimiz, dostumuz akrabamız veya bir şehidimiz hakkın rahmetine kavuştuğu zaman söyleriz bu sözü alışılagelmiş şekilde …

 Bazen de anlamını hiç düşünmeden …

 BAŞIMIZ SAĞOLSUN …

Başı rahmet, ortası mağfiret sonu ebedi azaptan kurtuluş olan Ramazan ayını geride bıraktık. Bize Ramazan ayını yaşatıp bayrama kavuşturan Rabbimize sonsuz hamdolsun.

Geçtiğimiz yıl yaşadığımız korkunç olaylarla dolu 15 Temmuz ihanet kalkışmasını nasıl unutabiliriz ki? Şöyle hafızamızı yokladığımız zaman bir çoğumuz ilk anda hemen televizyonlara veya sosyal medyaya baktık ''Acaba Cumhurbaşkanımız iyimi? '' diyerek endişe dolu gözlerle. Cumhurbaşkanımızın ekranda görünüp açıklama yapmasıyla içimiz ferahladı 

Çok önemliydi ''BAŞ'' çünkü. Tespihin imamesi dağıldığında tesbih nasıl dağılırsa, toplumun lideri olmadığında da aynen bu durumla karşılaşılır maazallah. Bu yüzden ederiz hep bu ''başımız sağ olsun '' duasını.

Bayram namazı esnasında yine yürekleri ağzımıza getirdi Sayın Cumhurbaşkanımız. Rahatsızlığının şekere bağlı tansiyon yükselmesi ve iyi olduğunu öğrenince ferahladık. ''Partili Cumhurbaşkanı '' sıfatıyla saat 15’ te Haliç Kongre Merkezi'ndeki AK PARTİ’ nin bayramlaşma programına katılması daha da su serpti yüreklere. Türk Milleti ve tüm İslâm coğrafyası çok şey bekliyor kendisinden. Zulme boyun eğmeyen Türkiye'nin Dünya üzerindeki etkisinde Erdoğan'ın rolünü nasıl görmezden gelebiliriz ki? Haksızlıklar karşısında kim ''ONE MINUTE'' diyecek? FETÖ, PKK ve diğer terör örgütleriyle aynı kararlılıkla kim mücadele edebilecek? Sorularını kendinize samimi şekilde sorduğunuzda cevap bulabiliyor musunuz? 

Gece gündüz demeden, şehirler hatta kıtalararası (sağlığını hiçe sayarcasına) koştururken kendisini hayranlıkla izliyoruz. Bazen soruyoruz kendi kendimize ''Bu denli enerjiyi nereden buluyor?'' diye. ''BAŞ'' olmak kolay değil elbette. Sorumluluğu, mesuliyeti var ''BAŞ'' olmanın. Her saniyemizin beşer planında hesabını vereceğimiz   ahiret yurdunda sonsuz bir hayat bizi bekliyor çünkü. Sayın Cumhurbaşkanımızın da bu mesuliyetin farkında olduğuna ve enerjisini de bu mesuliyetin verdiği manevi güçten aldığına şahitlik ediyorum. Rabbim kendisine hayırlı uzun ömürler, güç ve kuvvet versin. 

Birkaç senedir neler yaşamadık ki ülke olarak?  17 –25 Aralık süreci, Gezi parkı, 6-7 Ekim Kobani olayları ve en son yaşadığımız 15 Temmuz ihanet kalkışması öyle yordu ki bizde adeta ''Metal yorgunluğu'' etkisi oluşturdu. Bunlarla mücadele yolunda çok enerji kaybetti ülkemiz ve Tayyip Bey. En azından birkaç gün olsun istirahat etmesi gerek Reis’in. Kendisine acil şifalar diliyorum. Rabbim birliğimizi, beraberliğimizi ve uhuvvetimizi daim kılsın ve bize bayram tadında günler yaşatsın inşallah... 

BAŞIMIZ SAĞOLSUN …

Selâm ve dua ile…