4 Nisan 1997 yılı, başbuğ Alparslan Türkeş’in rahmeti rahmana kavuşma günü. Aradan 23 yıl geçti. Daha  dün gibi. Zaman su gibi akıp gidiyor.

Alparslan Türkeş, 27 Mayıs ihtilalinin “Kudretli Albayı”, Ülkücü gençliğin “Başbuğu” , Vatansever, Milliyetçi, Dava adamı, Asker, Siyasetçi, Devlet adamı, Başbakan eski Yardımcısı, Milliyetçi Hareket Partisi'nin kurucusu ve ilk genel başkanı.  

Ülkücü İdealist gençliğin yetişmesinde büyük emeği var. Cenabı Allah gani gani rahmet eylesin mekânı cennet olsun.

Hayırlara vesile olmak, yeni nesillere dava adamlarını tanıtmak bizim kuşağın asli görevi olması gerek.

Merhum başbuğum birkaç veciz sözünü aşağıda sizler ile paylaşmak istiyorum.

“Türklük bedenimiz İslamiyet ruhumuzdur. Ruhsuz beden ceset gibidir.”

“Ahlakçılık anlayışımız, Türk ahlaki ve Müslümanlık inancından meydana gelmiştir.”

“Bölünme kabul etmez, kutsal bir bütün hainde büyük Türkiye’yi yeniden inşa edeceğiz.”

“Türkün en önemli vasfı teşkilatçılığıdır.”

“Hepiniz birer Türk Bayrağı’sınız. Bayrağı Lekelemeyin, kirletmeyin yere düşürmeyin.”

“Ülkücüler, insanlık âlemi içinde ne uşak olmayı, ne de başkalarını uşak olarak kullanmayı kabul etmeyen, şerefli bir bayrağın taşıyıcısıdır.”

“Kendinizi küçük görmeyiniz. Sizler büyük kuvvetsiniz. Vazifenizi hiçbir zaman unutmayınız. Kuvvet birliktir. Dâvamızın geleceği birliktedir. Birlik, beraberlik içinde olmaktır.”

“Davalarımızın çözümü kendimize dönmek, sarsılmaz bir birlik hainde el ele vermek ve geceli gündüzlü çalışmaya girişmekle mümkündür.”

 “Türk devletinin yenilmez, zinde hayat gücü ve Türk milletinin teminatı ve istikbali gençliktir.”

“Milletler yabancı kuvvetlerin orduları ve diğer maddi güçleri tarafından yok edilmeden önce, manevi ve fikir güçleri tarafından esaret altına alınırlar. Böyle bir toplumun esir ve yok olması kesin hale gelir.”

Vefatının ardında Ozan Arif Şirin “4 Nisan” adlı şiirinde şöyle sesleniyordu:

“Dört nisan doksan yedi, alelade gün değil,
Kara günsün, kara gün bu bir gerçek, kin değil,
O kadar karasın ki tarifin mümkün değil
Başbuğ’ un başımızdan çekildiği günsün sen,
Dünyanın başımıza yıkıldığı günsün sen!

Çekildiği diyorum, sor bana hele niye?
Çünkü dilim varmıyor ona öldü demeye,
Varmasa da mecburum, mecburum söylemeye
Bize yetim gözüyle bakıldığı günsün sen,
Dünyanın başımıza yıkıldığı günsün sen!

Çok acılar görmüştüm, ama bu kadar derin
Olanı görmemiştim, bu da senin eserin
O kara akşamında, kapkara bir haberin,
Beynime kurşun gibi sıkıldığı günsün sen,
Dünyanın başımıza yıkıldığı günsün sen!

Belki senin suçun yok, belki benimki hata,
Her can günün birinde göz yumacak hayata,
Fakat sen bir başkasın, sen varya sen, adeta,
Ciğerimin yerinden söküldüğü günsün sen,
Dünyanın başımıza yıkıldığı günsün sen!

Altaylar’ dan Tuna’ ya libas giymiş hüzünden,
Özünden ağlıyor bak, bütün Turan özünden.
Müslüman Türk evladı olanların gözünden,
Yaş yerine kanların döküldüğü günsün sen,
Dünyanın başımıza yıkıldığı günsün sen!

Başbuğ Türkeş yok artık, bulabilmek imkânsız
Herkesin acısını bilebilmek imkansız,
Her yüreğe tercüman olabilmek imkansız,
Her yürekte bir ağıt yakıldığı günsün sen
Dünyanın başımıza yıkıldığı günsün sen!

Türkeş gibi bir lider ne çıkmıştır, ne çıkar
Yıkar onun acısı, Arif ’ i artık yıkar
Ateşin kanunudur düştüğü yeri yakar,
Bozkurtların boynunun büküldüğü günsün sen,
Dünyanın başımıza yıkıldığı günsün sen!”

"Mevzu bahis Vatansa hepimiz ölelim mevzu bahis Makamsa hepiniz ölün" anlayışını çocuk yaşlarda bizlere öğreten, her fani gibi 4 Nisan 1997 yılında rahmeti rahmana kavuşan Ülkücü Harekâtın lideri Başbuğ Alparslan Türkeş'i rahmet ve minnetle anıyorum...

"Hepiniz birer Türk Bayrağı'sınız. Bayrağı lekelemeyin, kirletmeyin yere düşürmeyin." demiştin ya işte,18 yaşındaki bir delikanlının heyecanı ve ruhu içinde Nizamı Âlem davasının bayrağının bir gün mutlaka burçlara dikeceğiz... Biz olmasak bizden sonrakiler, onlar olmasa olmasa ondan sonrakiler, ama bir gün mutlaka bizimkiler bu işi başaracak...

Baki selamlar.