İnsanlar vardır; koca bir ömrü beyhude gayretler, faydasız çabalar, mâlâyâni işler içinde geçirir giderler. Bazı insanlar da vardır; ömürlerini tamamen ilim, hikmet ve irfanla, insanlığa hizmet etme isteği ve gayreti ile yeni nesillerimize örnek olabilecek güzellikler içinde, geleceğe büyük eserler bırakabilme azmi ve faaliyeti ile geçirirler.

Zamanımız insanlarının büyük çoğunluğunu maalesef birinci grupta yani ömürlerini kimseye fayda temin etmeyecek boş lakırdılar, dünya ve ahiret için hayır sağlamayacak beyhude çabalar ve gününü gün eden, geleceği düşünmeden gaflet içinde yaşayıp giden insanlar topluluğu olarak görüyoruz.

Günümüz insanı içinde sayıları az da olsa öyle insanlar da var ki bırakın günlerini, saatlerini bile boşa geçirmekten imtina ederek arkalarında kendilerinin hayırla yâd edileceği eserler bırakabilmek, insanlığa hizmet yolunda güzel adımlar atabilmek ve sahip oldukları bilgi birikimlerini başkalarına aktarabilmek için var güçleriyle çalışır, çabalar, gayret ederler.

Çok kıymetli babacığım merhum Veyis Ersöz, ikinci grupta bulunan nadir kişilikler arasında sayabileceğimiz, Konya’mızın yetiştirdiği örnek bir insandır. Tüm Konya insanı tarafından bilindiği üzere tam 70 yıl boyunca hiç ara vermeden gerek yerel gerek ulusal gazetelerde ve çeşitli dergilerde, yazılarıyla topluma ışık saçmaya çalışan değerli babacığım Veyis Ersöz, 31 yıl yaptığı öğretmenlik görevinden sonra 1976 yılında resmen emekli olsa da, fiilen yine eğitim faaliyetlerinde çalışmaya devam etti.

Resmi olarak emekli olduktan sonra; İrşad ve Dayanışma derneği yönetim kurulu üyeliği, Şems Kur’an kursu yaptırma ve yaşatma derneği başkanlığı, Fatih Vakfı kurucu üyeliği, Ravza Eğitim Vakfı kurucu üyeliği ve yönetim kurulu başkanlığı, Milli Gençlik Vakfı yönetim kurulu üyeliği ve yüksek tahsil erkek öğrenci yurdu müdürlüğü, Ribat dergisi yazı işleri müdürlüğü, İlim Yayma Cemiyeti Konya Şube müdürlüğü görevlerinde bulunarak, hayırlı faaliyetler icra eden vakıf ve derneklerde fiilen çalışmak suretiyle 30 yıl daha hizmet etmiştir.

Bu faaliyetlerinden ayrı olarak yayınladığı kitapları ile de çevresini aydınlatma görevine devam eden numune insan değerli babacığım Veyis Ersöz, neşrettiği 20 kitabını tamamen kendi parası ile bastırmış ve büyük çoğunluğunu ücretsiz olarak dağıtmıştır.

Çalışmalarında, yazılarında ve kitaplarında İslâm ahlâkı ile bezenmiş İmanlı bir gençlik yetişmesine ağırlık veren, 92 yıllık ömrünü hiç boşa geçirmeden hizmete adayan, tavizsiz bir İslâmi yaşantı içerisinde bulunan ve yapmış olduğu bütün görevlerin tam manasıyla hakkını veren babacığım, Allah’ın kendisine emânet olarak verdiği 5 evlâdını da, helâl - haram sınırları içerisinde, Allah korkusu ve hesap verme duygusu ile bezenmiş, kendisi gibi insanlığa hizmet etme azmi ve şevki ile dolu olarak yetiştirme gayretinde olmuştur.

 Kendi çocukları yanında torunları ve torun çocukları ile de yakından ilgilenen, onların bütün yaşantılarının İslâmi çizgide olması için elinden gelen gayreti gösteren, ihtiyacı olanların yardımına koşan örnek insan merhum babacığım Veyis Ersöz  aynı zamanda vefa abidesi olma, verdiği bir sözü mutlaka yerine getirme, ahlâki yaşantısında oldukça titiz ve hassas davranma, İslâmi ölçülere son derece bağlı kalma ve mütevazı olma özellikleri ile de tanınmış ve çevresinde sevilip sayılmıştır.

 Allah’ın Râsulü Efendimiz; “Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz, nasıl ölürseniz öyle dirilirsiniz” buyurmuştur. Babacığımın İmanlı ve İslâm ahlâkı sınırları içinde bir hayat sürdüğüne ve hizmetle dolu bir ömür geçirdiğine cümle âlem şâhittir. Bu inanç ve bu yaşantı İnşaallah, sahibini cennete alıp götüren bir yaşantı biçimidir.

Babam Veyis Ersöz, 27 Temmuz 2018 tarihinde, “Lâ havle ve lâ kuvvete İllâ Billâhil Aliyyil Azim”, “Lâ İlahe İllallah”, “Allah, Allah, Allah” zikirlerini söyleye söyleye kendinden geçti ve kısa süre sonra da ebedi âleme irtihal eyledi. Allah rahmet etsin. Mekanı Cennet olsun ve Rabbim Cennetinde buluştursun İnşaAllah. Vefatının ikinci yıldönümünde kendisini rahmetle, şükranla, minnetle yâd ediyor, sizlerden de Fatiha bekliyorum.

***   ***   ***   ***   ***

Allah’a yaklaşmak anlamı taşıyan Kurbanı, Bayram olarak bize bahşeden yüce Rabbimize sonsuz şükranlarımı sunuyorum.

Kurban Bayramı; Allah’a yakın olmak isteyen ve Bezm-i Elest’te Rabbimize verdiği söze sadık kalan ahde vefaya bağlı mü’minlerin, İbrahimî bir düşünce ve İsmailî bir teslimiyet içinde, tekbirler ve tehlillerle kurbanlarını Cenab-ı Hak’ka arz edecekleri gündür.

Bayramlar; mü’minler arasında kardeşliğin, yardımlaşmanın, paylaşmanın, dayanışmanın, birlik, beraberlik, sevgi ve hürmetin doruk noktasına ulaştığı günlerdir.

Bayramlar; kırgınlıkların, küskünlüklerin giderildiği müstesna günlerdir.

Bayramlar; yetim ve öksüzlerin yüzünün güldürüldüğü, çocukların sevindirildiği, mü’minlerin iyilikte, güzellikte ve yardımlaşmada birbirleri ile yarıştığı günlerdir.

Kurban Bayramı, bu özelliklerin yanında canların Allah için feda edildiği ve Allah’a yakın olmak için gayret gösterilmesi gereken büyük bir fırsat günüdür.

Allah’a yakın olmak isteyen mü’min, her şeyden önce verdiği sözde durmalı ve ahdine bağlı kalmalıdır.

Bilindiği gibi Hz. İbrahim; en değerli varlığını Allah yolunda kurban etmeye söz vermiş ve zamanı geldiğinde de gözünü kırpmadan verdiği bu sözü yerine getirmek uğruna, dünya hayatında en değerli varlığı olan sevgili evladının boğazına bıçağı çalmaktan çekinmemiştir.

Hz. İbrahim bize, hem ahde bağlılık hem de sevdiğini Allah yolunda kurban etme konusunda büyük bir örnek olmuştur.

Allah’a yakınlığın diğer bir şartı teslimiyettir.

Hz. İsmail, babası Hz. İbrahim tarafından kurban edilmeye götürülürken ne demişti hatırlayalım ve teslimiyetin örneğini görelim. “Babacığım, emrolunduğun gibi hareket et, İnşallah beni sabredenlerden bulacaksın.”

Kurban edilmek için söz verilen bir evladın, kendisini kesmeye götüren babasına karşı söylediği bu müthiş söze bakar mısınız? İşte teslimiyetin örneği budur.

Kurban Bayramı; kurbanlıklarımızın Allah için değerlendirildiği, mü’minlerin ancak takvalarının yüce Yaratıcıya ulaştığı gündür.

Kurban Bayramı; bir yıl boyunca sofralarında et yüzü görmeyen fakir, yoksul, düşkün ve gariplere el uzatılarak onların yüzlerinin güldürüldüğü ve dualarının alındığı gündür.

Kurban; ahde vefa yani verilen söze bağlılık, teslimiyet, kardeşlik, paylaşma ve yardımlaşma ile kulu, Allah’a yakın eder. Bunların aksi yönde hareket etmek ise Allah korusun Allah’ın Rahmetinden uzaklaşmaya sebebiyet verir.

Bu anlayış içinde kutlayacağımız Kurban Bayramımız tüm mü’minlere kutlu olsun. İslâm Âlemi’nin uyanışına, kurtuluşuna ve sıkıntıların ortadan kalkmasına vesile olsun İnşallah…

Sıkıntı ve zorluk içerisinde olan tüm Müslümanların refaha ulaşması, tüm hain ve zalimlerin de Allah’ın gazabına uğraması dileklerimle Kurban Bayramınızı tebrik ediyorum.

Yazımı babam için içimden geldiği gibi yazdığım bir şiirimle tamamlıyorum. Sağlıklı ve mutlu bayramlar efendim.

BENİM BABAM

Tam bir hizmet adamıydı Veyis Ersöz,

Mutlaka yerine gelirdi verdiği her söz,

Şimdi her yana nur oldu yaktığı o köz,

İşte böyle bir adamdı benim babam.

Gönüllerimize inşirah verendi,

Ruhlarımıza maneviyat derendi,

Fikriyle kötülüğü yere serendi,

İşte böyle bir adamdı benim babam.

Ömrü İslâm davasına hizmetle geçti,

O rahatı, huzuru değil çileyi seçti,

Davası yolunda tam bir serdengeçti,

İşte böyle bir adamdı benim babam.

İslâm’a adamıştı tamamen kendini,

Bu uğurda yıkardı önündeki bendini,

Tüm Konya bilirdi bu yoldaki derdini,

İşte böyle bir adamdı benim babam.

İfrat tefritten uzak, mutedil yaşardı,

İmânî konularda coşar taşardı,

Elinde olanı hizmet için saçardı,

İşte böyle bir adamdı benim babam.

Mal, mülk makamda hiç gözü olmadı,

Dünya zevkine hiçbir zaman dalmadı,

Hırsa kapılmadı, nefse tamahı olmadı,

İşte böyle bir adamdı benim babam.

İçi dışı bir, nasıl görünürse öyleydi,

Akif derlerdi ona, huyu tam da böyleydi,

İslâm hükmünü görmek en büyük emeliydi,

İşte böyle bir adamdı benim babam.

Mücadele azminden hiçbir an yılmadı,

Zor zamanlarda bile kula kul olmadı,

Allah rızasından başka duyguyla dolmadı,

İşte böyle bir adamdı benim babam.

Sığınılan limandı, herkesin eminiydi,

Durduğu yer onun en sağlam zeminiydi,

İslâm yolunda ölmek onun yeminiydi,

İşte böyle bir adamdı benim babam.

Aramızdan ayrılalı iki yıl oldu,

Gönüllerimiz çok büyük yasla doldu,

O gidince şevkimiz tamamen soldu,

İşte böyle bir adamdı benim babam.

Zerresi bulunmazdı asla manevi kirin,

Bakışları anlamlı, konuşmaları derin,

Firdevs Cenneti olsun babam ebedi yerin,

İşte böyle bir adamdı benim babam.

Onunla birlikte güzellikler de gitti,

Yas, hüzün kaldı bize, sevinç, neşe bitti,

İyilik, irfan, erdem ne varsa hepsi yitti,

İşte böyle bir adamdı benim babam.

Allah’ın büyük rahmetini niyaz eyleriz,

Kabrinin nurunu rüyalarda seyreyleriz,

Cennette buluşalım, başka şeyi neyleriz,

İşte böyle bir adamdı benim babam.

Salih Sedat’ın gönlü kasvetle dolu,

Babasının yürüdüğü yol olsun yolu,

Hak yola uzansın babası gibi kolu,

İşte böyle bir adamdı benim babam.