Ayasofya ilgili kararını Danıştay verdi.  "Danıştay’ın kararı hukuki bir karar”, saygıyla karşılamak gerekmektedir. Türkiye’de uzun zamandır özlemle beklenen yılların meselesi olarak görülen Ayasofya’nın ibadete açılması meselesi artık kapanmış görünmekte, ancak tartışma süreceğe benziyor.

Ayasofya'nın camiye dönüştürülmesi hassas bir konudur. Ayasofya'nın ibadete açılması ile ilgili bu güne kadar farklı zamanlarda çok sayıda miting yapılmış, siyasi söylemlere konu olmuştur.  Bizler için özgürlük meselesi ve inanç meselesi olarak hep hassas bir konu olarak kalmış olan Ayasofya ibadete açılmalıdır olmuştur. Müze olması yanında 34 yıldır namazda kılınmakta olan Ayasofya artık hür bir ibadethane, cami olarak kalacaktır. Ayasofya’nın cami ve müze olması konusunda farklı görüşleri olanlar olabilir. Müze veya cami olmasını savunanlar veya bunlara karşı çıkanların olması da gayet normal karşılanmalıdır. İbadete açılması için 15 günlük bir süre verilmiş olup bu sürede bu kültürel mirası estetik bakımdan en güzel şekilde donatmalıdır. Dünya kültür mirasına girmiş bu eserin ibadet ve ziyaret esnasında göz kamaştıran bir güzellikte olması sağlanmalıdır. Mimar Sinan'ın katkılarıyla güzelleştirilmiş bir mekân dünkünden daha güzel hale getirilmelidir. İç mimarlarımızın bunu en güzel şekilde yapacaklarından emin olmalıyız. Yanındaki Sultan Ahmet Camii, yakınındaki Süleymaniye Camisi gibi ibadet zamanı belirli bölümlerinde gezmeye kısıtlama getirilmelidir.

Türkiye’de farklı sesler çıksa da bu gün için iktidarın yanında, ana muhalefeti ve diğer partilerin büyük bir kısmı ibadete açılması konusunda olumlu bir tavır sergilemeleri Türkiye için bir kazanç olarak görülmelidir.  Ayasofya’nın ibadete açılması dışarıdan beğenilmeyen bir karar olarak görülebilir, ancak ülkede bir sevinç yarattığına göre bu olumlu tavır sürdürülmeli ve bu husus iç siyaset malzemesi yapılmamalıdır. İşin uluslararası boyutu olduğundan bahsedilmekte, bu işin uzmanları tartışadursun, ancak yurt dışına çıkanlar görmüştür. Yurt dışında özellikle Avrupa’da birçok cami kapalı ve bakımsız halde veya kiliseye dönüştürülmüştür. Öylemi yapalım, hayır ama gereği gibi kullanımını da sağlamalıyız.  Yaşadığımız belki birçok kişinin de gördüğü bir örnek vermek gerekirse İspanya’nın Córdoba şehirinde Kurtuba Camii vardır. Kurtuba İslam fütühatı ile 711'de tanışmıştır. Şehrin kaderindeki daha önemli dönüm noktası Şam'da Abbasi iktidarı ile batan Emevi güneşinin ışığını İspanya'ya taşıyan 1. Abdurrahman'ın 756'da bağımsız Emevi Devleti'ni ilanı ile şehrin başkent yapılmasıdır. Müslümanlar arası çekişme ve didişme, 11. yüzyıldan itibaren kuzeyden güneye Katolik Kralların birleşerek yürüttükleri yeniden fetih hareketine tüm Endülüs'te zemin hazırlamış ve bunun bir sonucu olarak da 1236'da Kurtuba'nın ışığı sönmüş ve Hıristiyanların eline geçmiştir. İslamın önemli eserlerinden olan Kurtuba Camii 1241'e kadar cami olarak kalmıştır. Bir mucizevi mekândır, aynen Ayasofya gibi.  İnsanlık medeniyetinin bu büyük eseri, Kurtuba'nın 1236'da düşmesinden sonra caminin ortasına ve her bir kral bir köşesine katedral inşa ederek, islamı süslemeleri kapatılmış, minareli çan kulesine dönüştürülmüş, kendi mantıklarına göre son derece görkemli bir mimariye sahip olan caminin ihtişamı ile mest eden iç dizaynı değiştirilerek insanın gönlüne bir acı veren bir hale getirilmiştir. Dört köşe muhteşem, oldukça büyük olan bu eser 150-200 Tl karşılığı Euro ile gezilebiliyor. İçeri girerken rehberimiz defalarca sıkı sıkı uyardı. Sakın içeride namaz kılmayın ağır para cezası var diye. Bizim grupta beş vakit namazını kılan oldukça fazla arkadaşımız vardı. Ben ve Prof. Dr. Mustafa Önder hoca ile birlikte bir bankın üzerine oturup kıbleye yönelip gözümüzle namaz kıldık. Birkaç arkadaşımız gibi bize de Kurtuba’da namaz kılmak nasip olmuştu. Bazı eserler birlikte de kullanılabilmeli, İspanya’da bu talep Müslümanlar tarafından Kurtuba camisi için yapılmıştır. Şimdiki uygulama nasıl görmedim, ancak Kurtuba camisinde 2018 de ferdi namaz kılmaya müsaade edildiği haberleri alınmıştır. Kurtuba camisine yakın dar bir sokakta ulu cami diye isimlendirilen Müslümanların namaz kıldığı çok küçük bir camii var minaresinden vakit ezanı okunmasına izin verilmiyor, imamın bahçede mikrofonsuz ezan okumasına müsaade edilmiş.

Fatih Sultan Mehmet Hanın İstanbul’un fethinden sonra camiye dönüştürdüğü Ayasofya asırlarca sürecek bir döneme girmiştir. Fatih'in emanetine de sahip çıkılmıştır. Ayasofya ile ilgili atılan bu adım ülkemiz ve İslam alemi için hayırlı olsun. Sağlıcakla kalınız.