Merkez Hakem Kurulu için Cüneyt Çakır, Türkiye’nin en iyi hakemi. Evelallah onun altından kalmayacağı maç yok. Zaten kalkamasa bile ceza verecek statüde gözlemcide yok. Mecburiyetle birlikte en iyi hakem Çakır!

Avrupa’da maça çıkan Cüneyt Çakır, hepimiz için gurur kaynağı. Adamı sahada görünce yalan söylemeye gerek yok şöyle bir böbürleniyoruz. Ancak iş ülke sınırları içerisine geldi mi hepimiz dumur olup kalıyoruz.

İstediği maça çıkan, istemediği maçı iade eden Çakır, adeta babasının tarlası gibi dilediğini yapıyor. Zaman zaman ileriye yönelik iyi tohumlar atıyor, çoğu zaman ise önüne geleni kesip biçiyor.

Onun için kesip biçmenin bir ziyanı yok. Çünkü onu eleştirip ceza verecek ne gözlemci var nede hakemliğini bıraktıracak bir kurul. Bu yüzden çok kızmamak, hatta yaptıklarına eyvallah demek gerekiyor. Yani demek zorunda bırakılıyoruz. 

Cüneyt Çakır’ın uzun süredir yaptıklarını verdiği kararları tek tek yazmaya gerek yok. Güncel olarak konuşmak gerekirse, Demir Grup Sivasspor – Atiker Konyaspor maçında verilen kararları yakından gördük.

Atiker Konyaspor lehine verdiğin penaltı kararı doğruydu. Ancak verdiğin karardan emin olamayıp etkisinde o kadar kaldın ki yine o sözde dengelerini sahaya sürüverdin. Çünkü dengeler Anadolu kulüpleri için geçerli.

O dengelerle birlikte Sivasspor lehine öyle bir karar verdin ki insan hakemliğinden utanır. Eyyamcılık bu kadar belli edilmez. Niye mi? 

Galatasaray – Fenerbahçe maçında penaltı bekleyen Belhanda’yı kalecinin ayağına bastığı için ikinci sarıdan atıyorsun. Aynı pozisyonun bir benzerinde Sivasspor’a tak penaltıyı veriyorsun. Bunun adı eyyam değil de ne hocam?

Bugün Atiker Konyaspor penaltıdan kaybeder yarın başka bir kulüp. Hakemlerimizin bu denge anlayışı değişmediği sürece asıl kaybeden ise maalesef Türk futbolu olacaktır. 

Evet, Cüneyt Çakır istediği zaman harika maçlar çıkartabiliyor. Evet, Çakır bazen ders niteliğinde kararlar verebiliyor. Ancak o kararsız kararların ardından sağlamaya çalışılan denge işi yok mu işte o zaman eyyamın kralı ortaya çıkıyor. 

Merkez Hakem Kurulu bu işlere sessiz kaldığı sürece, Çakır’ı el bebek gül bebek beslediği sürece bu iş yürümez. Adalet mekanizması kendi emekleri ile bir yere gelen hakemler için çalışacaksa daha çok canlar yanar.