Arınç, Ankara'daki Yolsuzluğu Açıklamalı

 

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç'ın açıklamaları haftaya damgasını vurdu.

Bülent Arınç, bazı şeylerden haberi olmadığının söyleyen Cumhurbaşkanını tekzip eder mahiyette. Cumhurbaşkanının her şeyden haberdar edildiğini belirten Arınç, Hükümet ve BDP tarafından yayınlanan on maddelik Dolmabahçe metninden de haberdar olduğunu söyledi.

Biz önce bu açıklamayı Bülent Arınç'ın her zaman yaptığı çıkışlardan birisi olarak düşündük ve üzerinde fazla durmadık. Çünkü daha evvelde Arınç bu tür açıklamalar yapmış; fakat hepsinden daha sonra çark etmişti. Bu sefer öyle olmadı! Arınç, açıklamalarının Hükümeti bağlamadığını açıkladı; ama sözlerinin arkasında olduğunu da beyan etmekten geri durmadı.

Bülent Arınç'ın açıklamalarına en büyük tepki Başkentten geldi. Ancak bu tepki hükümet üyeleri veya her hangi bir AKP'li milletvekilinden değil, başkentin belediye başkanından geldi. Böylece Türk Siyasi Hayatı, bir bakanın kendi partisine mensup bir Belediye Başkanı tarafından partiyi yıkmak, parti içinde başka bir güce çalışmak suçlamasına maruz kalmasına şahit oldu. Ayrıca bu Belediye Başkanı daha da ileriye giderek Başbakan Yardımcısının istifa etmesini veya azledilmesini istedi.

Başkent'in Belediye Başkanının bu çıkışına, yılların siyasetçisi Arınç'ın cevabı çok sert oldu. Yaptığı konuşma Belediye Başkanı için; “Gökçek benim görevden alınmamı isteyecek kadar haysiyetli bir insan değildir. Beni istifaya davet etmek, beni görevden almak için birilerine çağrıda bulunmak senin hakkın değil, haddin de değil. Okkalı cevap vermemi aklıma getirdim ama yapamayacağım. Birincisi benim Gökçek'e değil ama onun değerli eşine büyük saygım var, çok değer verdiğim bir insandır. Bugün burada Gökçek hakkında konuşacağım çok şey var, ama Nevin hanımı üzmek istemem. İkincisi yeni bir tartışma konusu ortaya atarak seçimlerden önce kafaları, zihinleri karıştırmak istemem. O yüzden Gökçek ile ilgili 100 konuyu 8 Haziran'dan itibaren ömrüm vefa ederse konuşmak isterim. Ama o gün gelinceye kadar hükümetimi yıpratacak, AK Parti'yi yıpratacak bir sözün, bir işin içinde olmam. Biz kimin nerede havlayacağını, hangi işler çevireceğini biliriz. Biz, gözü açık adamız, siyaseti iyi biliriz" dedi.

Arınç, Gökçek'in kendisi için Paralel Yapı ajanı suçlamasına ise" Belediye başkanlığı adaylığında ve seçimlerde oy isterken bu yapının kucağında oturmuştur. Bu yapıya Ankara'yı parsel parsel satmıştır. Yurt yerleri vermiştir, zengin iş adamlarına okullar yaptırmıştır. İmar planlarında değişiklikler yaptırmıştır. Şunları yaptırmıştır, bunları yaptırmıştır. 30 Mart seçimlerine kadar da ağzından da bu paralel yapıyla ilgili bir tek kötü cümle çıkmamıştır. Çok zor seçimi kazandıktan sonra birilerine yaranmak için mücadele ediyor görünmektedir. Kanunen vermiş olduğu yerlerin hepsini iptal etme kaygısındadır. Mahkemelerde boğuşmaktadır. Biz o zaman, hiçbir zaman Ankara'yı veya devletin imkânlarını bu yapı için onların eline, kucağına bırakmadık.” şeklinde cevap verdi.

Biz bu tartışmayı sadece partinin iç meselesi gibi görüp hiç duymamış gibi davranmak isterdik. Ancak Arınç'ın, Gökçek'e yönelttiği eleştiriler yenilir yutulur şeyler değil. Bu konuda haddim olmayarak Sayın Arınç'abirkaç soru yöneltmek istiyorum:

Sayın Arınç, sizin partiniz tarafından aday gösterilen ve halk tarafından seçilen bir belediye başkanı için “Biz kimin nerede havlayacağını, hangi işler çevireceğini biliriz.” sözünü sarf etmeniz seçilen kişi nezdinde o kişiye oy veren halka da hakaret sayılmaz mı?

Sayın Arınç, yapılan yolsuzluk ve ahlaksızlıkları sırf belediye başkanının eşinin hatırı için açıklamadığınızı söylüyorsunuz. Peki, partinize güvenip Gökçek'e oy veren seçmenin hiç mi hatırı yok? Yaptıkları hatayı bilip tövbe etmek onların hakkı değil mi?

Sayı Arınç, Gökçek'le ilgili seçimden sonra açıklayacağınızı söylediğiniz 100 konuyu açıklamaya ömrünüz vefa etmezse, bu vebal ile nasıl hesap vereceksiniz. Partinizin alacağı oy sizin için öbür âlemde vereceğiniz hesaptan daha mı önemli? Yoksa size bir yerlerden seçimlerin sonuna kadar yaşayacağınıza dair bir güvence mi verildi?

Sayın Arınç, Gökçek için, “Bu yapıya Ankara'yı parsel parsel satmıştır. Yurt yerleri vermiştir, zengin iş adamlarına okullar yaptırmıştır. İmar planlarında değişiklikler yaptırmıştır.” diyorsunuz. Bütün bunlar doğru ise niçin bildiğiniz halde bunlara mani olmadınız. Elinizde bulunan yetkiyi kullanarak daha tüyü bitmemiş yetimin hakkının yenmesine neden göz yumdunuz?

Bu sorularımızı cevaplarsanız memnun olurum.

Uyanmak yok, uyumaya devam!

***

Muhsin Yazıcıoğlu'nun şehid edilmesinin üzerinden tam altı yıl geçti. Şehid edilmesi diyorum; çünkü helikopterin birileri tarafından düşürüldüğüne ve helikopterin düşmesi sonrasında halen hayatta olan Rahmetli Yazıcıoğlu'na gerekli müdahalenin yapılmayıp ölümünün beklendiğine inanıyorum.

Bu konuda ki görüşlerimi o zaman yazmakta olduğum Merhaba Gazetesinde de dile getirmiştim. Halen aynı düşüncemi koruyorum.  Suçluların bir an önce bulunup adalete teslim edilmesini bekliyorum.

Kazada hayatını kaybeden Muhsin Yazıcıoğlu ve İHA Muhabiri İsmail Güneş'e rahmet diliyorum.