Oksidatif stres, vücut metabolizması sırasında üretilen serbest radikaller ve bunların vücuttan temizlenmesi ile ilgili antioksidan sistem elemanları arasındaki dengenin serbest radikaller lehine bozulması durumudur. Kanser, kardiyovasküler ve nörodejeneratif hastalıklarda oksidatif stresin etkisi olduğunu söylüyor uzmanlar. Ayrıca şizofren, dikkat eksikliği, hiperaktivite ve ruhsal bozukluklarına da oksidatif stresin sebep olduğu konuşuluyor son zamanlarda. Bu tip rahatsızlıkların tedavisini doktorlar genelde önce beslenmeyi düzenliyor, arkasından da antioksidan savunmayı destekleyen A, C, E vitaminleri takviyesi önerebiliyor. Tabiiki yukarıda saydığım herhangi bir hastalıkla karşı karşıya geldiğinizde öncelik her zaman doktorunuzun tavsiyeleridir. 

Günümüzde özellikle büyükşehirlerdeki yaşantımızdan dolayı, tükettiğimiz gıdaların doğallığından emin olamadığımız için beslenmemiz bozuldu maalesef. Hazır gıda tüketimi, dışarıda yemek yeme sıklığımız arttığından beri alerjik reaksiyonların arttığını düşünüyorum ben şahsen. Bu gözlemimdeki en büyük etmen ise doğan çocukların birçoğu alerjik doğuyor. Oysaki bizim neslimizde alerji vakalarının nadir göründüğünü hatırlıyorum. Bu sebeplerden dolayı, çocuklarımız için evde yemek pişirmeyi önemseyip, doğal gıdalardan tüketmeye çalışmalıyız, mesela yoğurdumuzu evde mayalayarak başlayabiliriz. Bunun dışında hazır çorbalardan, hazır bulyonlardan kaçınmakta çocuklarımızın sağlığı için çok önemli. Evde kemik suyu kaynatarak, onu da yemeklerine katarak yemeklerin besin değerlerini artırabilirsiniz. Bir de son olarak söylemek istediğim şey de sebze ve meyveleri mevsiminde tüketerek hem çocuğumuzun hem de toplum sağlığına destek olabiliriz. 

Sağlıcakla kalın, haftaya görüşmek dileğiyle.. 

Kaynak: 1. Antioxidant Vitamins and Their Use in Psychiatry, Betül Mazlum, current Approaches in Psychiatry 2012; 4(4):486-505