Öyle bir şarkı sözü var. Annem annem, sen üzülme sözlerin hep yüreğimde; annem annem, sen üzülme ben hala senin dizlerinde... Anne olunca insan annesini daha iyi anlıyor sanırım. Gerçekten de o zamanında önemsemediğinizi sandığınız tüm sözlerin yüreğinizde olduğunu ve ne zaman sıkılsanız, bunalsanız hayalinizde annenizin dizlerinde olduğunuzu hissediyorsunuz.

 

Bu yazı bir Anneler Günü yazısı. Babalar alınmasın lütfen. Babalar da çok kıymetli mutlaka. Ama anne başka. Annenin sıcaklığı başka, kokusu başka. Anne senin için uykusuz kalan, anne yemeyip yediren, giymeyip giydiren. Böyle yazınca ilkokul şiiri gibi oluyor ama o kadar gerçek ki. Bu yazıyı 21 yıl önce yazsam abartıyorum derdim. Şair yanım tuttu yine diye düşünürdüm. 

 

Zaman zaman düşünürüm neden çocuk sahibi olur insan diye. Para harcayacaksın, zaman harcayacaksın, emek harcayacaksın ve sonunda sana bir geri dönüşü olmayacak. Bir yönetici olarak asla böyle bir işe girmezdim  Ama çocuk sahibi olmak bu yönetim mantığı ile açıklanamaz. Çocuk sahibi olmak kendimizi gerçekleştirmemiz için gerekli. Hayatımıza anlam katmak için. Gelecek hedefi koymak için. En önemlisi de koşulsuz sevmeyi öğrenmek için. 

 

Çocuk demek koşulsuz sevmek demek. Anne demek koşulsuz seven demek. En büyük hatayı yapsanız da sizi seveceğini bilen birinin olması çok huzur veren bir duygu. Anne olmanın getirdiği yükümlülükler sadece bedensel değil; ki bedensel olanları yeterince zor zaten. 9 ay boyunca sizden farklı bir genetik yapıya sahip bir bedeni içinizde taşıyacaksınız. Mideniz bulanacak, sürekli uykunuz gelecek, karnınız acıkacak, bacaklarınız şişecek ve acı çekerek o bebeği dünyaya getireceksiniz. Sonrasında göğüsleriniz şişecek, uçları çatlayacak, kanayacak. Uykusuz geceler geçireceksiniz, her yere onunla gideceksiniz çünkü sizden bir dakika ayrı kalsa ağlayacak. Hormonlarınız alt üst olacak, depresyona girip çıkacaksınız. Aldığınız kiloları vermek için uğraşacak, kendinizi çirkin hissetmekten alıkoyamayacaksınız. Ama bunların hepsini unutturacak bir gülücük, bir koku, bir bakış olacak hayatınızda.

 

Bedensel olanlar geçer demiştim. Esas kalıcı olanlar ruhsal. Hep endişe ile yaşayacaksınız, hep merak edeceksiniz. Çocuk sahibi olmaya nasıl hazır olunur diye soranlara söylerim hep. Bencilliklerinizden vazgeçtiğinizde... Ruhunuzun olgunlaşma imtihanındaki en önemli sorudur çocuklar. İşte onlardır hamken bizi olgunlaştıranlar, pişirenler. 

 

Baba başkadır evet. Ama anne bambaşkadır. Anne mayamızı şekillendirendir. Anne zor zamanların sığınağı, dalgalı denizlerin güvenli limanıdır. Anne mutfaktaki nefis kokudur, damaktaki enfes tattır. Anne kulaktaki ninnidir, saçtaki sevecen eldir anne. Anne duygudur ve anne koşulsuz sevgidir.

 

Anne olmak için doğurmak da gerekmez illa. Anne sahiplendi mi, anne sevdi mi fark etmez kimden doğduğu o yavrunun. O yüzden nice anneler vardır doğurmadan annedir. Sevgidir anne yapan. Sevmenin en içten ve doğal halidir annelik. Kelimeler bitmez yazmakla, kelimeler yetmez anlatmaya. O yüzden siz bu Anneler Günü'nde annenizin ya da anne bellediğinizin o güzel ellerinden ve yumuşak yanaklarından öpün. Onu ne kadar sevdiğinizi söyleyin.  Anneler Günü bir gün olmaz elbet. Her gün annelerin günü de bu gün de vesile olsun sevgiyi söylemeye...

 

Sevgiyle ve sağlıkla kalın.