Bizler insanlar olarak son derece sınırlı bir kudrete sahibiz ve hayatta kalmak için, arzu ettiklerimizi yapabilmek için sürekli Allah’ın yardımına ve iznine ihtiyaç duyarız. Ancak insan aynı zamanda kibirlenmeye ve Allah’ı anmayı unutmaya da çok meyilli bir varlık. Dua etmekse bizi Allah’a bağlayan onunla iletişim kurmamızı sağlayan, bize kul olduğumuzu hatırlatan ve yalnız Allah’tan yardım dileyebileceğimizi gösteren mükemmel bir araç. Dua ile bize her zaman yardım edebilecek bir Rabbimiz olduğunu, yalnız ve çaresiz kalmayacağımızı hatırlar ve ona tevekkül edebiliriz. Kuran-ı Kerim’de de dua etmek çok vurgulanan bir konu. Bununla ilgili birçok ayet tespit ettik: Rabbiniz buyurmuştur ki: Dua edin bana, cevap vereyim size! Kibre saparak bana ibadetten uzaklaşanlar, aşağılanmış bir halde cehenneme gireceklerdir. Mü’min 60 Görüldüğü gibi dua etmek kul olma bilincinin, böbürlenmemenin ve Allah’a teslim olma anlayışının önemli bir parçası. Dua etmemekse bir nevi kendini yeterli ve büyük görmenin, azmanın bir göstergesi. Aslında dua etmek sadece insanlara has bir durum da değil. Bizler de daha geniş bir küme de diğer varlıklar gibi Allah’ın kullarıyız. Allah’ın diğer kulları da kendi görevlerini yerine getirirken, onun istediği doğrultuda hareket ederken Allah’a dua ederler. Onların her biri Allah’ın kudretinin, ilminin ve lütuflarının adeta bir nişanıdır ve bu görevlerini yerine getirirler. Biz de dua ederken bu büyük evrenin bir parçası, bu büyük bütünün bir unsuru olduğumuzu aklımıza getirebiliriz. Görmedin mi, göklerdeki ve yerdeki şuurlular da bölük bölük olmuş kuşlar da Allah’ı tespih etmektedir. Her biri kendine özgü duasını, kendine özgü tespihini bilmiştir. Allah, onların yapmakta olduklarını çok iyi bilmektedir. Nûr  41

Duaya Cevap

 Ayrıca Allah bizi Kuran’da hem duaya teşvik ediyor hem de yapılan duanın cevapsız kalmayacağını müjdeliyor: Kullarım sana benden sorarlarsa ben Karîb’im, gerçekten çok yakınım. Dua edenin çağrısına, bana çağırıp yakardığı anda cevap veririm. Hadi onlar da bana karşılık versinler, bana inansınlar ki doğru ve iyiyi bulabilsinler. Bakara 186 Demekki Allah’a el açıp da dua edersek bunun cevapsız kalma ihtimali yok. Ancak bu cevap her zaman olumlu olmak zorunda da değil. Çünkü biz sınırlı vizyon ve bilgimizle kendimiz için hayırlı olmayan bir şey için de dua etmiş olabiliriz. Nitekim aşağıdaki ayette bu konu dile getirilmektedir: İnsan, hayra davet eder gibi şerri çağırıyor/insan, hayra duasıyla şerri davet ediyor. İnsan çok acelecidir. İsrâ  11 Ancak hayırlı ve güzel şeyler için yapılan duaların da lütufkar bir şekilde cevaplanacağının müjdesini de yine Kuran’da görüyoruz. “İhtiyar yaşımda bana, İsmail’i ve İshak’ı bağışlayan Allah’a hamt olsun! Benim Rabbim, duayı gerçekten çok iyi duyar.” İbrahim 39 İman edip barışa/hayra yönelik işler yapanların dualarını O cevaplıyor, lütfundan onlara fazlasını O veriyor. İnkârcılara da şiddetli bir azap var. Şûrâ  26 Dua Nasıl Olmalıdır? Allah bize Kuran’da nasıl dua etmemiz gerektiğini de çok güzel bir şekilde anlatıyor. Makbul duanın, Allah’ı hoşnut edecek duanın nasıl yapılması gerektiği Kuran’da bir çok ayette tarif ediliyor: Yeryüzünde, orası barışa kavuştuktan sonra bozgun çıkarmayın. Ürpererek ve ümit ederek dua edin O’na. Hiç kuşkusuz, Allah’ın rahmeti, güzel düşünüp güzel iş yapanlara çok yakındır. A’râf  56 Yanları yataklarından uzaklaşır; korku ve ümitle Rablerine duaederler. Kendilerine verdiğimiz rızıklardan da dağıtırlar. Secde 16 Demekki içtenlikle ve samimiyetle yapılan dua makbul olanı. Allah’a karşı büyük bir saygı içinde, onun azabından çekinerek ama rahmetinden de ümitlenerek yapılan dua makbul olandır. Yoksa sadece başımız sıkıştığında yaptığımız dua, ya da iyi zamanda dua etmek, başımıza bela geldiğinde küsüp yüz çevirmek son derece bilinçsiz ve yanlış davranışlardır. İnsana bir zarar/zorluk dokununca, Rabbine yönelerek O’na duaeder. Sonra ona bir nimet lütfettiğinde, önceden O’na yalvarmakta olduğunu unutur, O’nun yolundan saptırmak için Allah’a eşler, ortaklar isnat eder. De ki: “Birazcık nimetlen küfrünle! Hiç kuşkusuz, sen, ateş halkındansın.” Zümer 8 İnsan, hayır istemekten/hayır için dua etmekten bıkıp usanmaz. Kendisine bir şey dokunmaya görsün; hemen ümidini keser, yıkılır. Fussilet 49 İnsana nimet verdiğimizde yüz çevirir, yan yatar. Kendisine şer dokununca, hemen duaya koyulur. Fussilet 51

KAYNAK: http://www.diniyazilar.com/2013/08/allaha-dua-etmek/