Türkiye, Astana’da Rusya ve İran’la varılan anlaşma sonrası İdlib operasyonunu 7 Ekim 2017 itibariyle başlattı. Operasyonla İdlib’in gerilimi azaltma bölgesi ilan edilmesi planlanıyor. Fırat Kalkanı sonrası TSK’nin Suriye’de giriştiği ikinci kara harekatı ciddi riskleri barındırıyor. Peki,İdlib neden önemli, operasyon nasıl ilerleyecek, hedefteki Tahrir Şam Heyeti ile çatışmaya girilecek mi? 

Eylül 2017'de Astana’da varılan uzlaşmayla cihatçıların kontrolünde olan İdlib’de “gerilimi azaltma bölgesi” ilan edilmesi kararlaştırılmıştı. Buna göre Türkiye ve vekaleti altındaki cihatçı grupların kuzeyden, Rusya, İran ve Suriye ordusunun ise güneyden vilayete gireceği açıklanmıştı. Ancak Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, açıklamasında TSK’nin İdlib’in tamamından sorumlu olacağını dile getirdi.

Suriye’nin kuzeyindeki İdlib, Bab el Hava Sınır Kapısı başta olmak üzere Türkiye ile bağlantı noktası olması bakımından önemli bir sınır vilayeti. İdlib, Türkiye ile bağlantısının yanı sıra savaş öncesi Suriye’nin ekonomik başkenti olan Halep, Kürt güçlerinin kontrolünde bulunan ve Türkiye ile birlikte cihatçıların hedefinde olan Afrin ve Suriye’nin Akdeniz kıyısındaki kritik merkezi Lazkiye ile sınır oluşturuyor. İdlib aynı zamanda güneyde Hama ile komşu olması sebebiyle cihatçıların Suriye’nin merkezi, Halep ve Lazkiye’ye saldırılar düzenlemesi için önemli bir üs konumunda…

Vilayeti kontrol eden Tahrir Şam Heyeti, hem Rusya hem Suriye hem de ABD tarafından hedef olarak görülüyor. Bu da IŞİD’inRakka ve Deyrezzor’dan çıkarılması sonrası askeri yoğunluğun İdlib’e çevrileceği anlamına geliyor. Olası bir Suriye ordusu harekatında vilayetteki toplam 4 milyon sivilden Türkiye’ye göç yaşanabileceği ve operasyonla bunun önüne geçildiği de savunuluyor.

Sınır boyunda 10 bini aşkın askerin konuşlandığı bildiriliyor. Operasyon öncesi Kala Saman, Hırbit el Cuz ve Bab el Hava’dan ilk geçişlerin yapılacağı ve kontrollü şekilde Sermede, Derkuş ve Darüİzza’danİdlib içlerine doğru ilerleneceği belirtiliyor. Bölgeye 500 asker göndermeyi planladığı ifade edilen TSK'nin 14 ayrı noktada 6 ay boyunca görev yapacağı aktarılıyor. Medyada çıkan rakamlara göre 15 cihatçı gruptan 800 militan İdlib'e girdi.

İdlib, Mart 2015’te ABD’nin desteği ve Türkiye, Katar, Suudi Arabistan’ın organizasyonuyla oluşturulan ‘Fetih Ordusu’ tarafından Suriye ordusundan ele geçirildi. Ancak ‘Fetih Ordusu’nu oluşturan iki ana grup el Kaide bağlantılı Nusra Cephesi ve Ahrar Şam, Nusra’nın(şimdiki adıyla Tahrir Şam Heyeti) zaferiyle sonuçlanan sert çatışmalara girdiler. Netice itibariyle vilayet, kuzey sınırı ve kent merkezi başta olmak üzere büyük oranda el Kaide bağlantılı Tahrir Şam Heyeti’nin kontrolü altında ve bölgede “Şeriat” düzeni geçerli.

Mepanews’ün çevirisine göre Tahrir Şam Heyeti konuya dair “Rusya dost değil işgalcidir” başlıklı bir bildiri yayımladı. Açıklamada “İşgalci Rusya’nın yanında duran gruplar şunu iyi bilsinler ki, İdlib onların gezinti yeri değildir. Cihad ve istişhad aslanları onları gözetlemektedir” ifadesiyle silahlı karşılık verileceği vurgulandı. ‘Fırat Kalkanı’ içinse “Bugünlerde birçok cephede mücrim rejime ve müttefiklerine karşı savaşan mücahidlere karşı savaşmak için işgalci Rusya’nın muhalif gruplardan bazılarını desteklediği hususunda medyada çelişkili haberler çıkmaktadır. Bir de buna ek olarak, “Fırat Kalkanı” adıyla çıkan, Kuzey Suriye’nin fesat ve cürümleri altında inlediği grupların Astana 6 toplantısının kararlarını uygulama aracı olmasındaki hareketliliği gelmiştir. Böylece taksimat planlarının gerçekleşmesi ve devrimin ihanet toplantılarında satılması için, işgalci Rusya garantör ve hava destekçisi, icram grupları ise onun yerdeki araçları olacaktır” denildi.Tüm bunlar, İdlib’in kuzeyinde TSK’nin de fiilen dahil olduğu operasyonun ciddi çatışmalara gebe olduğuna işaret ediyor. Çatışma yaşanması halinde Rusya ve Türkiye'nin hava desteği, Türkiye'nin vekaletindeki cihatçılar için büyük önem arz edecek. Ayrıca, bunların da yeterli olmaması halinde TSK, daha büyük bir askeri güçle İdlib'e girmek zorunda kalabilir.

Allah Türk Askerinin yar ve yardımcısı olsun…