İslam, temizlik dinidir. Cenabı Hak Müslümanlara namaz, tavaf, Kur’an okumak gibi bazı ibadetlerden önce abdest almalarını, bedenlerini, elbiselerini ve çevrelerini temiz tutmalarını emretmiştir. Peki İslam’da temizliğin sebep ve hikmetleri nelerdir? İslam’da asıl olan ruh temizliği olmakla birlikte, zahiri temizlik bunun vazgeçilmez bir vasıtası kabul edilmiştir. Vasıta olmadan gayeye ulaşmak mümkün olmadığı gibi gayeye ulaştırmayan vasıtanın da kıymeti yoktur. Bu sebeple Cenabı Hak, kullarının hem maddi hem de manevi olarak her türlü kirlerden arınmasını istemektedir. Yeni iman eden kişiye guslün, ibadet edecek kişiye de abdestin emredilmesi bundan kaynaklanır.

İslam, temizlik dinidir. Cenabı Hak Müslümanlara namaz, tavaf, Kur’an okumak gibi bazı ibadetlerden önce abdest almalarını, bedenlerini, elbiselerini ve çevrelerini temiz tutmalarını emretmiştir. Bu sebeple Müslümanların temel kaynakları olan ilmihal, fıkıh ve hadis kitapları temizlik konularının işlendiği bölümlerle başlar. Ayeti kerimede şöyle buyrulur: “Ey iman edenler! Namaz kılmaya kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı mesh edip, topuklara kadar ayaklarınızı da (yıkayın)! Eğer cünüp oldunuz ise, boy abdesti alın! Hasta yahut yolculuk halinde bulunursanız yahut biriniz tuvaletten gelirse yahut da kadınlara dokunmuşsanız (cinsi münasebette bulunmuşsanız) ve bu hallerde su bulamamışsanız temiz toprakla teyemmüm edin de yüzünüzü ve (dirseklere kadar) ellerinizi onunla meshedin! Allah size herhangi bir güçlük çıkarmak istemez; fakat sizi tertemiz kılmak ve size (ihsan ettiği) nimetini tamamlamak ister; umulur ki şükredersiniz.” (Maide, 6)

Ayeti kerimenin son kısmından anladığımıza göre abdest ve guslün insana sağladığı pek çok nimetler ve faydalar mevcuttur. Allah Teala bunları emretmekle kullarına olan nimetlerini tamamlamak istemektedir. Temizlik, meleklere yaklaştırıp şeytandan uzaklaştıran ve kabir azabından kurtaran güzel bir haslettir. Temizlik, ruhun yücelip ihsan mertebesine çıkmasına ve Allah’a yaklaşmasına yardım eder. Bu yüzden ayeti kerimede: “…Allah temizlenenleri sever” buyrulmuştur. (Bakara, 222) Resulullah (s.a.v) Efendimiz de: “Allah temizdir, temizliği sever” (Tirmizi, Edeb, 41/2799) “Temizlik imanın yarısıdır” buyurmuştur. (Müslim, Taharet, 1)

Resulullah (s.a.v), abdest alan müminlerin küçük günahlarından kurtulacağını müjdelemiş, abdestli olduğu halde yeniden abdest alanlara Allah Teala’nın on hasene yazacağını haber vermiştir. (Tirmizi, Taharet, 44/58, 59)

Abdestin zahiri faydalarından bir kısmına şöyle temas edebiliriz: Abdest azaları açıkta olduğu için çabuk kirlenir. Bu sebeple onları günde beş defa yıkamak, insana maddî ve manevi sıhhat verdiği gibi aklen ve zihnen uyanık olmasını da sağlar. Diğer taraftan insandaki tabii menfezlerin günde birkaç defa temizlenmesi gerekir. Bunun sebebi daha çok buraların kirlenmesi ve neticede hastalıklara yol açmasıdır. Ağız ve burundan hava ve besin maddelerini aldığımızdan buraların sık sık temizlenmesi elbette faydalıdır. Abdest öncesi tuvalette yapılan taharet, istibra ve istincanın da çok büyük bir ehemmiyeti vardır. Abdest suyu sıcaksa damarları genişleterek, soğuksa daraltarak, bilhassa kalpten uzak olan damarların esnekliğini ve zindeliğini sağlar. Bu ısı farkı, dolaşımın yavaşlaması sebebiyle dokularda biriken besinleri umumi dolaşıma katar. Nitekim küçük yaşlardan beri abdest alan insanların damar sertliği, dolaşım bozukluğu, bunama gibi hastalıklara yakalandığı nadir görülmüştür. Abdest lenf dolaşımının (korunma sisteminin) düzenli çalışmasına da yardımcı olur. Bunun yanında vücudun statik elektriğini de dengede tutar. Normalde bu elektrik deri altındaki minik kasları gerer ve sonunda işlemez hale getirir. Yüzde oluşan erken kırışmalar bu sebepledir. Devamlı abdest alan insanların nur yüzlü olup derilerinin fazla kırışmamasının bir sebebi de, vücutlarındaki statik elektriğin devamlı dengede durmasıdır.

Abdest alırken misvak kullanmak da mühim bir sünnettir. Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Misvak, ağzı temizler, Rabbin rızasını kazandırır.” (Nesai, Taharet, 5/5) “Eğer ümmetime zor gelmeyeceğini bilseydim, her namaz (hazırlığın)da misvak kullanmalarını emrederdim.” (Buhari, Cuma, 8) Allah Resulü (s.a.v), sair vakitlerde de misvağa ehemmiyet verirdi. Gece teheccüd için kalktığında hemen misvakla dişlerini temizler, abdest alır ve namaz kılardı. Yine evine girdiği zaman ilk yaptığı işi, dişlerini misvaklamak olurdu. (Müslim, Müsafirin, 139; Taharet, 43-44)

Gusül (boy abdesti) ise sinir sistemini düzenler. Asab bozukluğunu hafifletip gönül huzuru bahşeder. Yorgunluğu giderir, vücudun dinlenmesini ve dinçleşmesini sağlar. Deri ve vücut sağlığı açısından da guslün ehemmiyeti aşikardır. Zira gusül abdesti, derideki gözeneklerin açılıp rahatlamasını, vücudun kolayca teneffüste bulunmasını sağlar.

Görüldüğü gibi İslam, her insanın mecburen yapması gereken temizliği, ibadet hüviyetine büründürmüş, böylece insanın, temizlik yaparken aynı zamanda bir ibadet neşvesi içinde olmasını da temin etmiştir. Hasılı, temizlik ve nezaket Müslümanların şiarıdır. Onlara göre temizlik, maddî, manevi, sıhhi ve dini yönlerden zaruridir. Temizlik olmadan ibadetleri hakkıyla ifa etmek bile mümkün değildir. Müslümanın hayatı temiz olduğu gibi vefatı da temizdir. Vefat ettiğinde cenazesi güzelce yıkanır, boy abdesti aldırılır ve tertemiz beyaz bir kefene sarılarak yine temiz bir toprağa emanet edilir. Kıyamet günü yine oradan temiz bir şekilde kalkması için dua edilir. Pislik ise bazen ölümle neticelenen, çoğu kez de bedeni zayıflatan ve güçsüz bırakan birçok hastalığın sebebidir. İnsanların ve hayvanların salgın hastalıklara yakalanmaları da umumiyetle pislik sebebiyledir. Pis ve hasta bir bedendeki kafa, doğru dürüst düşünemez. Hasta, cılız ve arık bir neslin zürriyeti de sağlıksız olur