“36” İLE VERİLMEK İSTENEN MESAJ..!!

Türkiye seçime giderken kaos yaratılmak isteniyor. Enerji anlaşmaları, nükleer santral, petrol ve doğal gaz aramaları falan! Dışarıya bağımlılığı azaltma çalışmaları.

Bunları yapmaya kararlı bir yönetim. Ve kefenini giymiş bir yiğit cumhurbaşkanı.

Siz bunları başarmaya yemin edersiniz menfaati kesilen devletler, gruplar ve içerideki besleme soysuzlar durur mu?

Elbette durmadı durmayacaktır da.

Kardeşin kardeşe kırdırıldığı güney doğumuzda otuz beş yıldır süren anlamsız kavgaya ayırdığımız enerjinin bedeli bir trilyon dolara ulaşmak üzereyken birisi çıkıp, elinde kefeniyle ben bu işi çözeceğim diyor.

Dünyaya enflasyondan başka ihracat ürünü olmayan İngiltere yine o yüzyıllardır oynadığı oyunları oynuyor. 15 Mayıs 1919 Yunanlıları İzmir'e çıkartıp Kütahya içlerine kadar işgal etmesini sağlamıştı. Biz Yunanlıyla mücadele ederken tek kurşun atmadan geçemediği Çanakkale'yi geçip İstanbul'u işgal etmişti.

Ülkenin bütün liman kentlerini kontrol altına alıp Ortadoğu'ya yöneldi. Lawrence gibi yüzlerce ajanlarını petrol ve doğalgaz zenginliği olan bölgelere göndererek yerli halkı Osmanlıya karşı kışkırtıp sözde bağımsızlıklarını vererek cetvelle çizdiği Ortadoğu'da peyk devletler oluşturuyor ve onları kontrol ediyordu. Ve bunları yaparken de içerideki işbirlikçi beyinsizlere yaptırıyordu.

Dökülen kan Müslüman'ın kanı, ama parsayı bu soysuz devlet topluyordu.

Şimdi yine aynı şeyleri yapıyor ve bizim içimizdeki akılsız beslemelerle yine sahneye çıkıyordu.1919 da nasıl Yunan'ı üzerimize kışkırttı ise şimdi yine aynı Yunan'a hapishanesinde tuttuğu hainin(Hüseyin Fevzi Tekin) emri ile vatansever bir savcıyı katlettiriyordu. Türkiye'nin defaatle istediği haini vermeyen Yunanistan, nasıl oluyor da Türkiye'deki DHKP-C terör örgütünü yönetmesine izin veriyordu?

Tam da enerji antlaşmalarının yapıldığı bir dönemde!

Rusya ile doğal gaz ve petrol transfer, hatlarının ülkemizden geçmek üzere olduğu bir dönemde.

İsrail'in Hayfa limanını kullanmayıp, Mursi'nin Mısır'ındaki limanları kullandığımız bir zamanda, Mısırda darbe yaptırıp çıkın bu ülkeden yine Hayfa limanını kullanın diyordu.

Ancak Türkiye'nin ferasetli insanları hemen Somali'den liman satın alıp modernize edip o limanı kullanarak Afrika'ya yayılıyordu.

İşte bütün bunlardan sonra, maması kesilen kraliçenin ülkesi, hemen devreye giriyor ve bölgede önce PKK sonra IŞİD, PYD marifetiyle operasyonlar düzenliyor, buda yetmiyor Filistin'i yanına çekip onu kullanmayı hedefliyor.

Ancak yanlış hesap Bağdat'tan döner. Türkiye tüm gücü ile Afrika'ya yayılıyor. Afrika'nın gelişmesi için yatırımlar yapıyor ve sömürülmeye alışmış Afrika'nın kara insanlarına işbirliğini öğretiyordu.

Afrika'nın hemen tüm noktalarına THY yolları uçmaya başlıyor, dünyanın en uzak noktalarına bile uçuşlar düzenliyordu.

Buda bir başka batılı devleti rahatsız ediyor; Almanya.

Almanya'nın Lufthansa'sının tek rakibi THY. Önce ortak olup büyümesini önlemek istiyorlar. THY istemiyoruz sizin EURO'larınızı deyince başlıyorlar karalama kampanyalarına.

IŞİD'  militan taşıyor diye günlerce İngiltere, Almanya ve Danimarka basını yaygara yapıyor. Bunun üzerine Lufthansa'nın alt kuruluşu olan Germanwings'in düşen uçağının etkisini silebilmek için asılsız notlar ve ihbarlar yaparak THY'nin uçuşlarını baltalamaya çalışıyorlar.

Bu hafta başında yaşadığımız trajedinin arkasından Almanya-İngiltere işbirliği çıkıyor. IŞİD militanlarını besleyen İngiltere, Almanya'ya 6-7 Ekim olaylarını gerçekleştiriyor. Çağlayan, saldırısının arkasından Alman asıllı İngiliz vatandaşı Stephan Shak Kacnesky isimli ajan çıkıyor. Hep DHKP-C terör örgütünün eylemlerinin ardında o çıkıyor.

Şimdi sonuç daha netleşiyor. Çıkarları, Türkiye tarafından kesilen bu iki ülke ortak hareket ederek Çağlayan saldırısını gerçekleştiriyor. Bunun içinde sol örgüt DHKP-C i kullanıyor.

Şimdi aklıma bir soru takılıyor; neden bu sol Komünist örgütlerin liderleri Rusya, Çin, Kuzey Kore, Küba gibi sosyalizmin yatağı olan ülkelerde ikamet etmiyor da, Kapitalizmin ve monarşinin beşiği olan İngiltere, Almanya, Belçika gibi ülkelerde hayatlarını sürdürüyorlar?

Aynı gün, aynı saatte Türkiye tarihinin en büyük elektrik kesintisi ile karanlığa gömülmek isteniyordu. Burada ince bir ayrıntıya dikkat çekmek istiyorum hep 36 ile mesaj verilmeye çalışılıyordu.

Ergün Diler'in yazında belirttiği gibi

“Türkiye'yi KARANLIĞA götürmek isteyenler 36 ile mesaj vermek istiyorlar!

KARANLIK elektriklerin kesilmesiyle 10.36'da başladı! Teröristler Savcıyı 12.36 rehin aldı! 15.36'ya kadar da süre verdi!

Piyonlar gerçeği asla ve kat'a bilmezdi! 36 ile doğrudan ANKARA' YA mesaj veriliyordu! Adres, Yeni Türkiye'nin kalbiydi!

1299'da tarih sahnesine çıkan OSMANLI'NIN yürüyüşü OSMAN GAZİ ile başladı! 600 yıl sürdü! 1922'de Vahdettin ile son buldu!

TAM 36 SULTAN tahta geçti! 37'ncisi BÜYÜK TÜRKİYE demekti, Erdoğan demekti, bölgede güç ve kardeşlik demekti! KURŞUNLARLA "İzin vermeyeceğiz!" dediler!”

Savcıya sıkılan kurşunlar Yeni Türkiye'nin kutlu yürüyüşüne sıkılmıştır.

Gözlerini Tayyip düşmanlığı bürümüş muhalefetin bu elim olayda savcının cenazesine katılmayarak adeta terörün yanında yer aldığını, bu millete hissettirmişlerdir.

Akan kan savcının değil Türkiye Cumhuriyeti'nindir. Bu kan üzerinden siyaset yapmak kimseye hayır getirmeyecektir.

Bekleyelim görelim bakalım daha neler olacak.

Onların bir hesabı varsa Allah'ın da bir hesabı vardır.

Enfal süresi 31 ayet

“Hatırla ki, kâfirler seni tutup bağlamaları veya öldürmeleri yahut seni (yurdundan) çıkarmaları için sana tuzak kuruyorlardı. Onlar (sana) tuzak kurarlarken Allah da (onlara) tuzak kuruyordu. Çünkü Allah tuzak kuranların en iyisidir.”

Ve

İbrahim süresi 47 ayet;

“O halde, sakın Allah'ın peygamberlerine verdiği sözden cayacağını sanma! Çünkü Allah mutlak üstündür, kimsenin yaptığını yanına bırakmaz.”

Bekleyelim görelim!

NOT;

MENFUR OLAY SONUNDA HAYATINI KAYBEDEN ŞEHİT SAVCIMIZA ALLAHTAN RAHMET KEDERLİ AİLESİNE VE TÜM HALKIMIZA BAŞSAĞLIĞI DİLİYOR, ÜZÜNTÜLERİNİ PAYLAŞIYORUM.