Her ülkenin olduğu gibi her ilin, her ilçenin,  hatta her belde ve köyün yüzünü ağartacak kitaplar vardır. Bu kitaplar genelde; o coğrafyada yetişen, o bölgenin çocukları tarafından kaleme alınır veya hazırlanır. Haritada yerini bulmakta güçlük çektiğimiz vatan parçalarının birer kitapta taçlandırdığını görmek, araştırmacıları ve yazarları çok mutlu eden olaylardır.

Memuriyetimin büyük bir bölümünü geçirdiğim Mersin’de, 1986’lı yıllarda, memleketimi soran öğretmen arkadaşlarıma; “Memleketim Konya Derbent” cevabını verdiğimde; “Derbent mi, neresi orası?” cevapları, elbette üzülerek aldığım cevaplardı. O yıllarda Derbent, Konya merkezde bile fazla tanınmayan bir kasaba idi. Elbette ki 1990’lı yıllarda yazılı bir kaynağı da yoktu.

1990’lı yıllarında, her yaz tatilini doğup büyüdüğüm Derbent’te geçirirdim. 1994 yılı Temmuz Ayında yine Derbent’te idim. Derbent’e İlçe Milli Eğitim Müdürü olarak atanan Sayın Erol SUNAT Bey ile bu yaz tatilinde tanıştım. Kendisinin güçlü kalemini, müthiş şiirlerini kısa bir sürede tanıdım. Onun Derbent aşkını öğrenince çok sevindim. Hiç tanınmayan,  o zaman ulaşım sorunlarından dolayı, yıllardır Konyalı memurların sürgün yeri olarak kullanılan Derbent için çırpınan değerli eğitimci Erol SUNAT’ın bu tavrı, Derbent’li olup da görevi ile ilgili yurtiçi ve yurtdışına gitmiş, bir daha geri dönmemiş, Derbent için proje üretmemiş hemşerilerim adına beni çok üzüyordu.

1995 yılında Sayın Erol SUNAT’ın öncülüğünde çıkarılan “Aladağ’ın İncisi Derbent” isimli gazete, Derbent’in tanıtımına çok katkı sağladı. Bu gazete hatırladığım kadarı ile 1 yıl süre ile 8 sayı yayınlandı. Gazetede elbette ki, ismini hatırlayamadığım zamanın Kaymakamı ve çalışanlarının emekleri de büyüktü. “Aladağ’ın İncisi Derbent” Gazetesini ve Erol Sunat Beyin “Hayal Kurdum Derbent’e” başlıklı yazısını, Konya Postası gazetesinde ve diğer yerel gazetelerde yayınladım.

O yıllarda “Aladağ” denilince ya Adana’nın Aladağ’ı, ya da Konya-Hadim’in Aladağ’ı hatırlanırdı. Derbent’in Aladağ’ını ilk olarak yazılı kaynaklarla tanıtmaya çalışan, Derbent İlçe Milli Eğitim Müdürü Sayın Erol Sunat’tan başkası değildi.

1995 yılında Erol Sunat’ın: “Derbent rakım bin dört yüz, ilçenin biçaresi / Mahzunluğun simgesi üç adet minaresi” diye yazdığı “Derbent-name” şiiri, o yılların Derbent’ini en iyi anlatın şiirdi.

Derbent’tin gelişmesi için en önemli çıkış yolunun “kış sporları” olduğunu, Derbent-Aladağ’ın buna çok uygun olduğunu ilk ortaya atan, tartışma konusu yapan, yine 1995 yılının Derbent İlçe Milli Eğitim Müdürü Sayın Erol Sunat ve İlçe Kaymakamı Sayın Salih Işık’tı.

1995’li yıllarda “hayal” olan “Aladağ kış sporları” projesini gerçeğe dönüştüren, hiç şüphesiz 2014 yılında Belediye Başkanı seçilen Sayın Hamdi ACAR’dı. Hamdi ACAR’ın ısrarı ve gayreti, Derbent’i ve Aladağ’ı Konya’nın hatta ülkemizin gündemine aldırdı.

Derbent için çok gerekli olan yazılı kaynak arayışı, öğretmenlik yaptığım yıllarda beni “Derbent” ile ilgili yazılı bir kaynak oluşturmaya itti. 1994 yılında amatörce, halk kültürü ağırlıklı, kısa tarihi belgelere dayalı “Derbent” kitabını hazırladık.

2005 yılında Belediye Başkanı Sayın Hamdi ACAR’ın hayretleri ile Derbent kitabının, genişletilmiş ikinci baskısını hazırladık. Bu kitap Derbent Belediyesi Yayınları arasında yayınlandı.

Buraya kadar yazmaya çalıştığım cümleleri, vefa duygusu adına, emeği geçenleri hatırlatmak adına yazdım.

Prof. Dr. Ahmet ÇAYCI’nın editörlüğünde, 2020 yılında yapılan akademik bir çalışma sonucunda, Derbent ciddi bir yazılı kaynağa kavuşmuş oldu. Derbent’te yetişen, Derbent’in çocuğu olan Prof. Dr. Ahmet ÇAYCI’ın editörlüğünü yaptığı “Aladağ’ın İncisi Derbent” kitabı yayınlandı. Bu kitap Derbent’i taçlandıran yegane yazılı kaynak olarak yerini aldı.

“Aladağ’ın İncisi Derbent” kitabı; Prof. Dr. Ahmet ÇAYCI’nın “Tatlarhisarı’ndan Derbent’e” başlıklı giriş yazısıyla başlıyor. Derbent’in geçmişi ile ilgili yazılı belgelere dayalı bu yazı, başlı başına her Derbent’linin altını çizerek okuması gereken bir yazı.

Prof. Dr. Doğan YÖRÜK’ün kaleme aldığı, “XVI.Yüzyılda Tatlarhisar/Derbent” bölümü, Prof. Dr. Bayram ÜREKLİ’nin araştırması “XIX.Yüzyıl Ortalarında Derbend’in Sosyal ve Ekonomik Durumu” bölümü,  Prof. Dr. Hüseyin MÜŞMAL’ın araştırması “Nüfus Defterlerine Göre XIX.Yüzyılın Ortalarında Derbent’in Sosyo-Ekonomik Yapısı” bölümü yine her Derbent’linin dikkatlice okuması gereken çalışmalar.

Dr. Fahrettin ALİŞAR tarafından araştırılan “Derbent’te Yerleşik Cemaatlar” bölümünde; Nüfus Kütüklerinden çıkarılan, Soyadı Kanunu’ndan önceki sülale lakaplarını, bağlı bulunduğu “Oymak” adını bulmak mümkün.

Doç. Dr. Recep BOZYİĞİT tarafından hazırlanan, “Derbent İlçesinin Coğrafi Özellikleri” ve Prof. Dr. Yavuz BAĞCI tarafından hazırlanan “Derbent İlçesinin Floristik Yapısı” bölümleri, bu alanda önemli bir eksikliği gideren yazılı kaynaklar.

Dr. Aziz AYVA ve Belediye Başkanı Hüseyin AYTEN tarafından hazırlanan “Derbent Folkloruna Bir Bakış”, Doç.Dr. Özgür ÖZER ve Doç. Dr. Yasin BİLİM tarafından hazırlanan “Derbent’in Genel Turizm Gelişim Potansiyeli”, Doç. Dr. H.Melek HİDAYETOĞLU tarafından hazırlanan “Derbent Halı ve Düz Dokuma Yaygıları”, Doç. Dr. Meral AKAN tarafından hazırlanan “Derbent Dokumacılığında Yün Boyama Kültürü”, Prof. Dr. Ahmet ÇAYCI tarafından hazırlanan “Derbent ve Köylerindeki Mimari Eserler”, “Eli Kesik Hanı”, “Derbent’te Bulanan Mezar Taşları”, Araştırmacı Yazar Mustafa GÜDEN tarafından hazırlanan “Ayşanevi/Derbent Mutfağı”, Ali Rıza TAŞITLI ve Hüseyin KARABAŞ tarafından hazırlanan “Derbent Yöresine Ait Halk Ağzı” bölümleri, kitabı buket gibi süsleyen  araştırmalar.

Prof. Dr. Adil YAVUZ tarafından kaleme alınan “Hasan Tahsin EMİROĞLU’nun Hayatı ve Eserleri” bölümü, Derbent’in yetiştirdiği, İslam Dünyası’na çok büyük eserler kazandıran, merhum Hasan Tahsin EMİROĞLU ile ilgili çok önemli bir araştırma.

Derbent topraklarında doğup büyüyen, geçmişini unutmayarak Derbent’e ciddi bir yazılı kaynak hazırlayan Prof. Dr. Ahmet ÇAYCI’nın bu gayretini, duyarlı tüm Derbentliler hayırla yad edeceklerdir. “Aladağ’ın İncisi DERBENT” kitabı, Derbent’in yazılı kaynak ihtiyacını gideren bir eser olarak tarihteki yerini almıştır.

Derbent’te bu eşsiz yazılı eseri kazandıran, başta kitabın editörü değerli hemşerim Prof. Dr. Ahmet ÇAYCI’ya ve kitaba emeği geçen değerli yazar arkadaşlarıma, tüm Derbentli hemşerilerim adına şükranlarımı sunuyorum.