19 Mayıs 1919'da Atatürk Samsun'dan başlattığı diriliş hareketini Havza, Amasya, Erzurum ve Sivas'ta  yapmış oldukları istişareler ve kongrelerle geliştirdi.

Samsun'a çıktığı vakit ülkede okuma yazma oranı yüzde on bile değildi.

Bütün şehirler kendi halinde yaşayan insanlardan oluşuyordu.
Kendi halinde yaşanacak bir durum yoktu artık, bir şeyler yapmalıydı ama nasıl diye soruyordu. Ama ne yapılacağı belli değildi.

Çanakkale'de top yekün mücadele etmiştik ama düşman durmuyordu.

Genelkurmay kaynaklarına göre elli yedi bin şehit verilmişti.

Mondros mütarekesi ile devletin yönetim yetkisi adeta elinden alınmış, yurdun büyük bir kısmı işgal edilmişti.

Kurtuluş için organize olmak lazımdı ve bu yapılıyordu.

19 Mayıs 1919 bir kurtuluş projesiydi.

Var olmak için ölmeyi göze alarak dirilme projesiydi.

İşte bu mücadele destanını Atatürk gençlere bayram olarak hediye etti.

1980'li yıllarda Mümtaz Soysal hocam köşesinde yazmıştı. Gençlere hediye edilen bu bayram bir takım törenlerle geçiştirilecek bir bayram değil diyordu.
Aynı zamanda gençlerin bilinç düzeyini yükseltecek, bakış açısını genişletecek bir bayram olmalı diyordu hocam.

Çok ilgimi çekmişti. 19 Mayıs sadece bir gün, ağırlıklı sportif gösteriler, akşam fener alayı resepsiyonlarla geçirilecek bir gün olmamalıydı.

Gençler bir yıl boyunca hazırlandıkları, genelde tekrar eden gösterilerden başka hazırlıkların sergilendiği de bir bayram olmalıydı.

Uzun süre Mümtaz hocayı çok da anlayan olmadı.

Atatürk gençlere güvenmişti ama gençler harekete geçecek ortam bulamamıştı.

Zaman zaman Televizyonlarda sohbet ve tartışma ortamlarında da bu konu ele alınıyordu ama çok az ses getiriyordu.

Gençler farklı alanlarda var olduklarını göstermeliydi.

Bu 19 Mayıs'ta birçok Kanalda gerek haber gerekse özellikle gençlerin faaliyetleri gündeme taşındı.

Sadece sporda değil,

Resimde aldıkları ödüller,

Verdikleri konserler,

Başta robot teknolojisi olmak üzere bir çok alanda hazırladıkları projelerle aldıkları ödüller tartışıldı.

Adeta gençliğin diriliş projeleriydi.

İçinde İnnovasyon olan, iletişim, gen teknolojisi, bilgisayar, tohumculuk gibi alanlara gençler el atmış, bu konularda fikirler geliştirmeye başlamışlar, projelerle uygulamaya başlamışlardı.

Gençlik artık toplum ve insanlık adına daha çok sorumluluk almayı talep ediyor.

Ülkenin dört bir tarafında dernekleşerek bir çok konuda insanlık adına sorunları tartışıyor, çözümler üretiyorlar.

Münazaralar düzenliyor, hatta münazara ligleri var.

Düzenlenen münazaralar öyle salon muhabbeti değil ciddi ciddi tartışmalar yapılıyor.
Uluslararası yapılan bu münazaralardan birinde  Cumhurbaşkanımız Sayın Tayyip Erdoğan açılış konuşmasında ; bu münazaraları bütün liselere yaygınlaştıralım dedi.

Hatta gençlere;Bize sorgusuz, sualsiz biat eden cahil bir gençlik değil, neye inandığını, neyi savunduğunu, neyin mücadelesini verdiğini bilen, bunun için gereken her türlü donanıma sahip bir gençlik lazım.  diyerek belki de gençlik adına hatta toplum adına en büyük teminatını verdi.

Zira tek adımlık eleştirilerine , hatta kendi liderliğinin sınırlarını çizme adına  gençlere nerelerde nasıl dik duracaklarını söylüyordu.

Artık burada durmamalıyız. Gençlik talep ediyor. Önü açıldıkça , bilinçlendikçe daha büyük sorumlulukları talep ediyor, daha büyük sorumluluklarda görev aldıkça gençlik bilinçleniyor.

24-27 Ağustos'ta SİMURG derneği adı altında GİA(  Genç İnnovasyon Akademi) olarak organize olan gençler;

Her şey ABC ile başlar ama önemli olan XYZ'ye ulaşabilmek diyerek, Hüsnü Özyeğin Üniversitesi Kampüsünde İnnovasyonlara varım diyenler için    I.XYZ kampını düzenliyorlar.

Sloganları;  Liderlik, girişimcilik ve etkili iletişim bu kampta yeniden yazılıyor.

Liseli ve üniversiteli gençlerin katılımı ile düzenlenen bu kampa ülkemizin dört bir tarafından öğrenciler katılıyor.

Artık gençler kah Isparta'da  çocuklara  kitap defter ilgi dağıtırken, kah yetişkinler yurdundan gençlere danışmanlık yapıyorlar.

Depremde kendiliğinden harekete geçip yardıma koşanlar onlar.

Bunun anlamı gençler sorumluluğu talep ediyorlar.

Bunu iyi okumak lazım,

Devlet olarak iyi okumak lazım genlerin önünü açmalılar.

Hükümet ve muhalefet olarak bu sorumluluğu iyi okumak lazım, çünkü bir yerlere gelmek istorlarsa gençlerin bu talebini okumadan iktidarda kalmak ya da iktidara gelmek kolay değil.

19 Mayıs gençliği spor eğlencenin çok daha ötesinde bir Türkiye'de rol almak istiyor.

Geleceğin insan kaynakları bu gençlerin arasından  çıkacak.

Susturarak baskı yaparak bu gençlerin önüne kimse geçemez. Hele Cumhurbaşkanımızdan da izin aldılar.
Bu gençleri kimse durduramaz.

Vatanını seven insanlık adına ben de varım diyen, ahlaklı gençler göreve talip.

Bu organizasyonların her biri, Havza, Amasya, Erzurum,Sivas Kongrelerinin sahipleniş biçimi.

1919'un gençliği ümit vaat ediyor.