15 Temmuz ve benzeri projeler, Amerika Birleşik Devletleri’nin, yeryüzünün tek hâkimi olduğu iddiası ve gerçekliliğini devam ettirebilmesi için, dünya üzerindeki devletlerin; sosyal, kültürel, tarihsel, dinsel, etnik ve dahi bunlar dışındaki diğer bütün özelliklerini de dikkate alarak incelediği ve tespit ettiği hususlar üzerinden uygulamaya koyduğu projelerdir. 

15 Temmuz ise  “Uydu Türkiye” projesidir.

Bu projeler, ABD’nin bu iddiasını ilanihaye sürdürebilmesini sağlamak için kayıtsız ve şartsız uygulamak zorunda olduğu projelerdir. ABD’nin bu projelerini tek başına ve tek taraflı olarak uygulaması asla mümkün değildir. Bu projeler ancak, hedef ülke içerisinden; bazen para ile bazen mevki ve makam ile bazen askeri ve ekonomik güç ile bazen de bu imkânların tamamını kullanarak satın aldığı kişiler eliyle ya da onlarla birlikte gerçekleştirilebilir.

ABD bu projelerini gerçekleştirmek için bunları yapıyor da diğer Avrupa ülkeleri olsun Ortadoğu’daki birçok Müslüman ülke yönetimleri olsun neden ABD destekli bu projeleri destekliyorlar ve sonuna kadar arkasında duruyorlar?

Bu sorunun cevabını vermek o kadar da zor olmasa gerektir.

Avrupa ülkelerini yönetenlerin, ABD’nin bu “Dünyaya Hâkim Olmak” ideallerinin nerelerinde olduklarını bilmemek için kâhin olmaya gerek yoktur sanırım.  ABD, yaptığı bütün projelerin programların ardını sıkı sıkıya takip etmekte ve her ülkede, kendisine sadık yönetimlerin iş başına gelmesini sağlamak için hiçbir girişimden uzak durmamaktadır.

İdealleri için; tehdit, şantaj, ekonomik güç, askeri ve siyasal ne kadar imkânı varsa bunları kullanmaktan çekinmemektedir.

Ortadoğu’daki parça pençik ne kadar devlet varsa kendi güdümüne almış ve özellikle askeri güç tehdidi ile o ülkeleri yönetenlerin tamamını kontrol altında tutmak gibi bir başarıya imza atmıştır.

Yukarıda da bahsettiğim gibi, ekonomik ve askeri tehditlerle elde etmesi zor olan ülkeler içinden insanları satın alarak, uzun zamanlara yaydığı kendi yandaşını yetiştirme programlarını geliştirme ve uygulama yöntemlerine başvurmuştur. 

İnsan hak ve hürriyetleri, demokrasi, hukuk, adalet, eşitlik ve dahi benzer kavramlarının içini kendi menfaatine olabilecek ve her durumda kullanabilecek bir şekilde doldurmuştur. Bu ifadelerin tanımlarını, kendi anlayış ve menfaatleri doğrultusunda yapmıştır.

Dünya ölçeğinde kurulmuş ne kadar örgüt varsa, (BM, UNESCO, IMF, NATO  v.b) idarecilerini hep kendi siyasi düşüncesine uygun kişilerden seçmiş ya da seçtirmiştir. 

Mesela hedefindeki ülkelerin kendi menfaatlerine uygun olmayan yönetimlerini, seçimle yani demokrasinin kurallarına uygun olarak gelmiş olsalar bile, içeriden temin ettiği ve kendi menfaatine uygun hareket edenlere, özellikle de o ülkenin Silahlı Kuvvetlerine darbeler yaptırarak kendi menfaatine olan kişileri iş başına getirmekte asla tereddüt etmemektedir.

Son dönemde Venezuela’nın başına örülmek istenen çorap, bu örneklere en uygun olanıdır. Aslında aynı şeyleri Türkiye üzerinde de denemekte fakat bir takım zorluklarla karşılaşmaktadır. 

Son olarak 15 Temmuz darbe girişimi ile Türkiye’yi ele geçirme operasyonuna girişmiş ama Asil Türk Milleti’nin çok büyük bir mukavemeti ile karşılaşmıştır. 

15 Temmuz’da Türk Milleti’nin darbeye karşı direnişi ve darbeye geçit vermemesi, “medeni dünya” tarafından güçlü bir destek ve övgü ile karşılanması gerekirken ne yazık ki darbenin önlenmesini içine sindirememiş ve ABD başta olmak üzere bütün Batı Ülkeleri büyük bir hayal kırıklığına uğramıştır.

Darbeyi demokrasiye karşı savunan Batı’nın gerçek yüzü 15 Temmuz ile birlikte çok net olarak bir kez daha görülmüştür.

Batı’nın Doğu üzerinde uyguladığı çifte standartlı davranışı ayan beyan ortada iken, üzerinde oyunlar oynanan ülke halklarının bir kısmının, bu durumu kabullenir bir görüntü çizmesi ise ayrıca incelenmesi ve irdelenmesi gereken bir konudur.

Netice olarak;

15 Temmuz, 27 Mayıs’tır,

15 Temmuz, 12 Mart’tır,

15 Temmuz, 12 Eylül’dür,

15 Temmuz, 28 Şubat’tır,

15 Temmuz, 27 Nisan’dır.

Hulasa 15 Temmuz;  başarılamamış olsa dahi, ABD menşeili bir darbe girişimidir.

Tüm darbelerde ve darbe girişimlerinde ayrıca vatan topraklarını düşman istilasından korumak amacıyla nöbet beklerken, vatan hizmetini ifa eder iken canlarını veren şehitlerimize rahmet, gazilerimize şifa, tüm yakınlarına ve Türk Milletine sabır, metanet ve güç vermesini Yüce Allah’tan niyaz ediyorum.