1-7 Aralıkta anılan 112 acil sağlık hizmetleri haftası hepimizin aslında bize ne kadar eksik olduğumuzu yada başımıza neler gelebileceğini hatırlatan bir hafta.

Acil durumlarda en önemli öncelik hastaya doğru bir ilk yardım uygulayabilmek. Hepimiz bir gün ilk yardımda bulunmak zorunda kalabiliriz. Kendinize, yakınlarınıza yada hiç tanımadığınız yardıma muhtaç birini beklide hayata siz döndürebilirsiniz.

Acil durumlarda eminim hepimiz önce kendimizi sakin hissetmeye çalışmakla işe başlarız.Daha sonra eğer hastanın bilinci açıksa onu sakinleştirmekle devam ederiz..

Öncelik her zaman hastanın ya da yaralının güvenli bir ortamda olması ve rahat nefes alabileceği bir ortamda olması önemlidir.

Hele ki ortam güvenliği…

Peki, neden ortam güvenliği bu kadar önemli sizce? Acil yardım gereken bir durumda insanlar panik durumda olacakları için sizinde bir ikinci kazazede olmamanız açısından öncelikle hem kazazedeyi hem kendinizi güven altına almalısınız.Mesela nedir ortam güvenliğinden kastımız bir trafik kazasından sonra aracın belli bir mesafe uzaklığına üçgen reflektör yerleştirerek akan trafiğe kaza hakkında bilgi vermeniz bir ortam güvenliği için yapılan adımdır..

Sonraki adımlarda ise sizin ilk yardıma uygunluğunuzu kafanızda tartmanız ve hemen 112 acil servisi aramayı unutmamanız gerekir.

Araçlarda artık acil yardım çan tasının zorunlu olmasına duyduğum mutluluktan ziyade keşke her evde de acil yardım çanta bulundurulması zorunlu olma. Kaza nerede nasıl geleceği belli olmayan, beklenmeyen bir durumdur. O nedenle hem çocuklarınız hem kendiniz hem de yakınlarınız için elinizin altında savaş durumunda kullanabileceğiniz teçhizat bulundurmalısınız.

Bunun dışında kanamalı bir durum karşısında da kalabilirsiniz. Kanamalı durumlarda akan kanı durdurmak için en iyi yöntem ise kanayan yere bir baskı uygulamak olduğunu unutmayın. Kan kayıpları özellikle 112 acil servis gelene kadar hasta için hayli önemli olan bir durumdur.

Ülkemizde ve bir çok ülkede hastaya bir an önce yardım edilmek ve panikle birlikte hastanın çok elverişsiz şartlarda taşındığına hepimiz şahit olmuşuzdur.. Hatta sedyeden düşürülenlerine bile..

Eğer hastanın bir yere taşınması gerekiyorsa bunu asla tek başınıza yapmayın..

Bilinç kaybı olan, fakat kalbi atan ve solunumu olan kazazede ya da hastalarda ise, kişiyi yan yatar durumda (koma-recovery pozisyonu) bekletmekte yarar vardır. Bu sayede dilin geriye kaçarak soluk yolunu tıkaması, mide içeriğinin akciğerlere kaçması gibi durumlar engellenir. En iyi örneklerden biri sara krizi geçiren hastalardır. Kişi koma pozisyonunda bekletilerek nöbetin kendi döngüsünü tamamlaması beklenir.

Baş dönmesini takip eden, bayılma hissi durumlarında hasta ya da kazazedeyi düz bir zemine yatırarak el ve ayaklarını kalp seviyesinde en az 30 cm yukarda tutmak  şoka girmesini engelleyebilir. Fenalık hissine eşlik eden göğüs ağrısı, şiddetli baş ağrısı  ya da solunum sıkıntısı söz konusu ise bu kez yarı oturur durumda, dizler katlı vaziyette ileri yardım getirecek sağlık ekibini beklemekte yarar vardır.

Toplumdaki zehirlenen birini kusturun gibi bir algı olmasına rağmen asla zehirlenen birini kusturmayı lütfen denemeyin. Zaten vücudunuz eğer bir gıda nedeniyle zehirlenme yaşıyorsa bulantı ve kusma şeklinde eğer mideye geçtiyse gıda; ishal ile çözmeye çalışacaktır. 

Tüm bunları bir domino taşı gibi düşünebiliriz. Herhangi yanlış bir hamle domino taşlarının hepsinin devrilmesine, hasta üzerinde olumsuz bir etkiye neden olabileceğiniz gibi kalıcı bir şeylere de sebep olabilirsiniz.

İnsanın kendini geliştirmesi bir şeyler yapması her zaman önemli ve ona kendini iyi hissettirecek en önemli şeylerden biridir. Peki, neden bunu bir ilk yardım sertifikası ile desteklemiyoruz? Siz de hem kendiniz hem de tanımadığınız bir insan için bir adım atmak istemez misiniz?